12 Ocak 2024 Cuma

Kötülüğün, iyilik karşısındaki üstünlüğü









İnsanlık olarak çok kirlenmiş vaziyetteyiz. Gün geçmiyor ki insanlık onuruna zede vurmayacak bir meseleyle güne uyanmayalım. Nereden başlayacağımı da bilmiyorum. Olaylara hangi pencereden bakarsak bakalım, bir tiksinti bir mide bulantısı hakim olmuş vaziyette.

Güzel şeyler düşünmek ve gerçekleştirmek istedikçe sanki bu suçmuş gibi ve yaşananlara karşısında sessiz kalmışız da cezalandırmak için gözlerimizin önüne devamlı geliyor. Gamsız olup yaşananlara sırt çevirmek pekala herkesin isteyeceği bir şeydir ama gelin görün ki bazen bu durum bizleri '' insanlık '' mertebesinden aşağıya düşmemizi sağlıyor. Ne yana bakacağımızı şaşırdık. Baktığımız yerlerde '' daha kötüsü '' ne olabilir sorusunu sormamızla, daha beterleriyle karşılaştığımız bir oluyor. Akıl sağlığını yitirmesine ramak kalmış insanlarda tanık kaldıkları şeylerin üstesinden gelemediği için kötülüğe eğilim göstermeye başlıyor. 

Her gün, hatta her saat, saniye, saliseler içerisinde '' vicdanlarını '' ezerek diğer tarafa yönelen insanların gidişlerini seyrediyoruz. Kendimize seslenmekten başka bir çıkarım düşünemiyorum. Amacın, gayenin sadece bununla mümkün kılınacağı taraftarıyım. Geri kalanların kenetlenip bu olayların üstesinde gitmeyi kafalarına koymaları pekala topluluk oluşumuna sebebiyet doğurabilir fakat ilerisi için pek sağlıklı sonuçlar sunmaz. Elimizde '' direnmekten, karşı durmaktan '' başka bir alternatif yok. Onların taraflarında ise her türlü destek tamtakır hazır kıta beklemektedir. 

'' Tanrı '' kelimesinin ulviliğine kılıf uyduranların yer altında ne halt ettiklerini yeni öğrenmemize karşılık nelerin daha önce yaşandığı konusunda fikirsiziz. Düşünebiliyor musunuz, ekranlarda boy gösterip hayran olduğumuz insanların kamera arkasında, insanlık için ne iğrenç bir eyleme giriştiklerini? 

Beni canımı acıtan şeylerden bir tanesi de 6 Şubat depreminden sonra her şeyi oldubittiye getirmeleridir. O kısa süre zarfında ne büyük olaylar dönmüştür, tahmin etmek istemiyorum. Ülke olarak bir yaşadığımız acıya reaksiyon göstermeye fırsat bilmeden '' güzel '' şeyleri merhem misali yaralarımıza sürmeye çalıştılar. Sonra siyasetin ayağı olan '' seçim '' vicdanları adeta parçaladı. Birçok yurttaş 11 ilin maruz kaldığı doğal afetten sonra reylerinin daha sağlıklı olacağı kanısındayken ters tepki göstermelerine içerlenip, dargın olmalarını sağladılar. 

Bilemediler acılarımızı rant elde ettiklerini. Yanımızdadır dediler, bizi kollarlar dediler. Mesele devletin büyüklüğü veya küçüklüğü değildir, topluluğun yıkıma maruz kalmasının arkasında neler yattığını öğrenmektedir. Doğal afet kendi yaşamını sürdürmek için bir atılım gerçekleştirdi. buna bir şey demiyoruz. Peki sonrası? 

O soğuk gece... 

04.17

Günler ilerledikçe koptuğumuzu fark ettik. Önce duygular, sonra da vicdan. Zatiniz vicdan koptuğunda insanın '' insanlık temeli '' sarsılmaya başlar ve sorgusuz sualsiz bildiklerini doğru bilmeye ve biat etmeye başlar. Yitirildik...

Anlamaya çalışmadık. Zorluğun karşısında mücadele içinde olanları anlamak yerine onların bizi anlamalarını istedik. Velhasıl vicdanları ezilenler tarafına o gün milyonlarca insan geçmiş oldu. İlerleyen zamanlarda geçişler fazlalaştı. 

Şu an coğrafya üzerinde '' kötülük '' hakim görünüyor aynı şekilde dünyada da...


Örnekleri çoğaltmak mümkündür. 

İşe gitmem gerekiyor. Bu vardiyalı sistemi kim çıkardıysa saygılarımı ve hürmetlerimi sunuyorum.


Etiketler:

2 Yorum:

saat: 13 Ocak 2024 21:33 , Blogger Makbule Abalı dedi ki...

Ağaç Ev Sohbetleri'nin içinde yer alabilecek bir yazı neden burada kalmış diye düşündüm.
Emeğinize sağlık.

 
saat: 14 Ocak 2024 12:01 , Blogger Murat Karakılıç dedi ki...

çok teşekkür ederim, mümkün oldukça Ağaç Ev Sohbetleri'ne katılmaya çalışacağım

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa