13 Ekim 2023 Cuma

Düşümde öldüm.







                                                         FOTOĞRAF PROFİL





Düşünsenize basık bir geceden kurtulup sabaha uyanmak için yatağınıza giriyorsunuz. Son zamanlarda dinlemekten hoşlandığınız şarkı listenizi açıyorsunuz ve kulaklığınızı takıyorsunuz. Dilinizden düşmeyen o şarkıyla müzik dinlemeye başlıyorsunuz. Dakikalar sonra yorgun ve basık havanın azizliğinden kaçma adına bedeninizi uykuya teslim ediyorsunuz. 

Tatlı bir rüyanın içerisinde elinizde bir gül tanesiyle yolunuzda ilerliyorsunuz. Yanınızdan gül yüzlü insanların geçtiğini ve size gülümsediklerini görüyorsunuz. Sizde gülümsüyorsunuz. Bir çocuğun eteğinizden tutup kendisine bakmanızı ve o tarafa gitmemeniz gerektiğini size hem sözlü hem de eliyle işaret ediyor. Siz, çocuğun başını okşadıktan sonra gülünüzden bir yaprak kopartıp çocuğun avucuna bırakıp ilerliyorsunuz. Biraz gittikten sonra başınızı çevirdiğinizde çocuğa verdiğiniz gülün karardığını ve çocuğun bedeninden küllerin yükseldiğini görüyorsunuz. Hemen önünüze dönüp koşmaya başlıyorsunuz. Elinizde tuttuğunuz gül yaprakları yere düştüğü an büyük gürültüler kopartmaya başlıyor. Koştukça çoğalan gürültülerden kaçmaya çalıştıkça arkanızda bıraktığınız her yeri tarumar ettiğini fark etmeden yoruluyor bir kaldırım taşına oturuyorsunuz. 

Sonra ansızın o küle dönmüş çocuk arkanızda beliriyor.
'' gitme '' demiştim diye bağırıyor. 
Çocuğa dokunduğunuzda insan, dokunmadığınızda bir canavar görüntüsüne sahip olduğunu görüyorsunuz. Elinizi uzatarak çocuğu o canavarın iç dünyasından çıkartıp, insan basamağına çıkarmak istiyorsunuz. Ancak bunun mümkün olmadığını fark ettiğiniz an gökyüzünden koşarken düşürdüğünüz gül yaprakları yağmur misali düşmeye  başlıyor...

Düşen hiçbir gül yaprağını hissetmediğinizde sevinecek fakat sevincinizin kısa sürdüğünü gül yapraklarının düştüğü yerlerde hezimet, kaos ve vahşet sunduğuna şahit olduğunuzda anlayacaksınız.

Her gül yaprağının düştüğü yerden bir çocuğun çığlığı yükseliyor... 

Bir anda irkilerek yataktan kalkıyorsunuz. Kendinizi toparlamaya çalışırken kulağınızda hala o düşte duyduğunuz gürültüler çınlıyor.

Sonra bir şey oluyor ve bir çocuk sesi duyuyorsunuz... Yüreğiniz ağzınıza geliyor.

Pencerenin dibinde kül rengi bir çocuk....
Ağlıyor...

Başınızı kaldırdığınız yer toz içerisinde. Duvarları yıkılmaya gebe binalar bir esintiyle beraber toza karışıyor. Arada uzaklardan sesler duyumsuyorsunuz. Tekrar gözlerinizi kapatıp rüyaya girmek istiyorsunuz ama nafile.

Çocuğun damağındaki pembelik her ağzını açtığında toz yutmasıyla küle dönüyor... 


Etiketler:

4 Yorum:

saat: 14 Ekim 2023 10:59 , Blogger Makbule Abalı dedi ki...

Adeta bir kâbus, korkulu bir düş gibi. İçinde çocukların da olduğu her anlatım insanı biraz daha tedirgin ediyor elbette. Korku hayatın bir gerçeği. Etkili anlatımınız sanki bir depremi çağrıştırdı bana.
Sağlıklı günler.

 
saat: 14 Ekim 2023 18:34 , Blogger Murat Karakılıç dedi ki...

Çok teşekkür ederim hocam. Deprem ve savaş harmanlanması desek yeridir, saygılar.

 
saat: 19 Ekim 2023 16:15 , Blogger Sonsuzluk ve Ötesi dedi ki...

Ben Mescid-i Aksa'yı hissederek okudum orada çocukların her biri birer güle dönüyor.. Bizler de burada kabusunu yaşıyoruz.. Diğer müslüman kardeşlerimiz ise zaten şehidler ve ölmezler.. Yüreğinize ve kaleminize sağlık
Sizi takibe alıyorum banada beklerim insallah..

 
saat: 19 Ekim 2023 19:49 , Blogger Murat Karakılıç dedi ki...

İnsanlık için dehşet verici üzücü olaylara tanık oluyoruz. Hepsi kahredici... Anlıyorum.. Yorumunuz ve ziyaretiniz için teşekkür ederim, hoş geldiniz. Ziyarete geliyorum.

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa