31 Temmuz 2023 Pazartesi

Duygusal boşluk #1



Açık yazmam gerekirse ileriye dair güzel umutlarım kalmadı. Kavramsal olarak tüm umutları tarifsiz bıraktım. Her gün birbiri ardını kovalayan cinayetlerin, rezilliklerin ardı arkası kesilmiyor. Ülkemizin iç meseleleri ayyuka çıkmış durumdayken, insanlar bu ağır ve ezici halden uzak kalma adına dizilere, sosyal medyalara sığınıyorlar ki orada da pek güzel şeyler olmadığı kesin. 

Her dizi aile kültürüne, birliktelik anlayışına, saygı ve engin düşünce tarzlarına absürt tavırlarla yansıtılmaya çalışılıyor. Bildiğimiz, yıllardır taşıdığımız tüm kültürel değerlerimiz son yıllarda hızla yok ediliyor.

Diğer tarafta sosyal medya yeni ve farklı insanları bizlere sunuyor. Tüketiyoruz. Sosyal medyalar bize, insanlık kimliğini tükettiriyor. Yenilik ve farklılık arayışına girerek duygusal boşluklarını gidermeye çalışıyorlar...

Bir insanın karakteriyle temas kurmadan sosyal medya ağlarındaki görseline bakılarak değerlendiriliyor. Bununla da yetmiyor düşüncelerine hak vermeyen veya ulaşmayan profillere anlamsız ve gereksiz bir yargıyla yükleniyorlar.

Umut, yolculuğa çıktığında insan enkazlarının arasından geçmeye çalışıyor. Hedefine, gitmek istediği yere ulaşamadığından, insanların ayakları altında eziliyor. Çünkü, her insan umutlarının yerli yersiz ortalığa saçmış bulunuyor. O yüzdendir çoğu kişi kendi değildir...

Haliyle insanlar duygusal boşluklarını anlamsızlığa davet ediyorlar. Bu da içten tükenmeye gidiyor. Zehirlenmemek elde değil ki hepimiz az da olsa zehirlenmiş durumdayız.

Tabii bu yığınca insanın bir arada yaşam sürdüğü yerin uzaklarında kendi dünyalarında yaşayanlar da var. Onlar zayıf ve iradesiz toplumların dışına kendilerine atmayı başaran engin düşünen ve aklı selim insanlardır. Dikkat çekmezler, çünkü bilirler duygusal gerçekliklerini ortaya sunduklarında istila edileceklerini...

Her şeye kolayca kanıyor ve inanıyoruz. Doğruların karşısında şüphe duygusuna kapılmıyoruz. Oysa şüphe etmek aklın beslenmesine yardımcıdır. Burada doğruya aykırı düşünce sunma çabasına girmiyoruz aksine doğruyu anlamaya çalışıyoruz... 

Bize sundukları şeylerle kendimizi beslemeye çalışıyoruz... Başkalarının beğenilerini alabilmek için ekran karşısına çıkmalar; fazla para harcayarak daha çoğunun geleceğine inananlar, öz benliğini bilmeden sahte bir benlikle karakterini ayakta tutmaya çalışmalar...

Uzuvlarını kullanmaktan bir hal insanları ayakta tutmak için sırtlarını ve ayaklarını tahtaya tutturmuşlar gibi... 

Bakmayın güldüklerine, tepkiler gösterdiklerine ve mimiklerine. Hepsi ruhsal olarak tahtalara asılmışlar. Bedenen yaptıklarının ruhu yoksa ne önemi olur?

Kargaşaya mahal vermek istemem ancak yaşananların ileri dönemler için pek iç açıcı olmayacağını söyleyebilirim. Sonuç itibariyle çocuklarımızın önünde aşmaları gereken çok gereksiz engeller olacaktır. 

Sizlerin ve bizlerin karşılaştığı engeller bir bakıma sonunda irade ve vicdan duygularına dokunmamızı sağlıyordu. İleri dönemlerde engellerle karşılaşacaklarında çoğunluğu kendi yanlışlarını, karşı taraflara yükleyerek aşmaya çalışarak giderecekler. Bu da kendilerini hırpalamalarına ve zarar görmelerine neden olacaktır.

Akabinde kendilerinden bir haber yaşam sürecekler; sırf başkalarının arzularında ve isteklerinde olabilme adına...

Duygular kendilerinden habersiz insanlar için gark olmuş vaziyettedir. 

Boşluğa batıyorlar....

----


Devam edecek 



Etiketler:

12 Temmuz 2023 Çarşamba

Yeni kitaplar;


Bu aralar araştırmalar yaparak toplu kitap alışverişi yapmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Kitapların fiyatlarında inanılmaz oynamalar mevcut. 70 80 sayfalık kitapların fiyatları 50 TL üzerinde olabiliyor. Kitabın içerisindeki bilgiler kıymetli ve bilgilendirici olsa da bu denli pahalı olmasını gerektirmemelidir.


Gün geçmiyor ki fiyatlar yukarıya çıkmasın. Her gün belirli fiyat aralıklarıyla yükseltilen ürünlerin arasında kitaplarda katılmış bulunuyor.

 

Toplumu tasalara boğan bir sistem anlayışıyla yönetildiğimiz gün gibi ortada. Sistem kendine yetecek insan profili oluşturulmaması için tüm gücünü kullanıyor.

 

Doğal olan her şeye uzak bırakıldık ama ne hikmetse yapay olanları doğaldan daha kıymetli görmeye başladık. Bunun da önüne geçilmesi gerekiyor ama gelin görün ki kim önüne geçecek?


Aklı selim ve engin düşünen insanları kendi kabuklarına girmeye zorlayan bu sistem, selim ve engin düşünen insanların dışında kalanları da dertlerle boğmaktadır.


Orta direk olarak kalan insan profilleri de kendilerine örnek olarak gördükleri üst insan modellerine sırt dönüp, yokuş aşağı yürümekteler.

 İndirimli kitapların peşinden gidenleri çok iyi anlıyorum. İnsanların gönül rahatlığıyla alışveriş yapmalarının önünü kesen bu sistem anlayışından vazgeçilmelidir. Tabii bilindiği üzere bu mümkün değil. Çarkın dönüşü bu anlayışla sağlanıyor.

 

Devam ettirdikçe içinden çıkılmaz bir hâl almaya başlıyor.


 

Hepinize iyi okumalar

Sağlıcakla kalın

Saygılar


Etiketler: ,

11 Temmuz 2023 Salı

Sessiz film; geçmiş

 

                                                             fotoğrafın alındığı profil


Geçmişe yolculuk etmenin güzel yanı, o dönemin anılarında kalmamaktır. Uzun süreli ziyaretin bağımlılığa yol açtığı bilinmelidir. Geçmişin ayrı bir çekim kuvveti vardır. Sizi kendisine bağladığını hissettirmez. Siz sanki olması gereken bir şeymiş gibi devamlı ziyarete gidersiniz. Bu arada geçmişin tadı inanılmazdır. Asırlardır mahzenlerde tutulan içkiler gibi bir kez tadını aldığınız an şişenin dibini getirene değin tüketmek istersiniz ki dibi de gelmez…

 

Geçmiş, alınması gereken derslerin okuludur. İnsan iyisiyle kötüsüyle yaşadıklarından edindiği tecrübelerle geleceğine yön verir. Şimdiyi yaşamanın verdiği haz ise tarifsizdir. Zira şimdi zamanın öyle bir anıdır ki bir saniye öncesini bilirken bir saniye sonrasını bilemiyorsun. Bununla da kalmıyor sıcaklığına hapsediyor ki bu da anın güzelliğidir.

 

Ancak geçmişin tadı, tuzu başkadır. İnsanı sürükler, yeri gelir işkence eder bazen de huzur yağmurlarına maruz bırakır. Güzellikleri olduğu kadar çirkinlikleri de vardır. Geçmişin iki yüzüyle karşılaşılır. Bir yanı tatsızlık, huzursuzluk sunan şeylerle ve kişilerle doludur. Diğer yanı da sevgi yansıtır. Sevgi tek kalemde en güçlü duygudur. Geçmişin ziyareti sevgi hissiyle mümkündür.


Sevginin kalbe dokunmasıyla geçmişin kapısı çalınmaya başlar. Şimdinin karşısında sunulacak bir güzellik, neşe veya huzur görseli olmayınca insan geçmişe gitmek ister. Hatıraların iç yakıcı olmasının veya iç huzur sağlamasının önemine bakmaksızın sevgiyle sarılır. Şimdinin karşımıza çıkartacağı şeylerin cana dokunan yanı olmazsa sevgi sunmanın mümkünatı yoktur. Fakat geçmişin bir kriteri yoktur. Sonuçta içinde yer alıp geride bıraktığınız anılar ordusunun içerisine kollarınızı açarak girersiniz; çünkü geçmiş sizsiniz…

Haliyle sevginin tüm halini kendinize sunmanız gayet normaldir.

 

İnsan geçmişe gittiğinde dönem dönem karşılaştığı kişilerin ‘’ söylemlerine, davranışlarına, görünüşlerine ‘’ pek rivayet etmez. Geçmiş sizi, size sunar. Geçmişteki varlığınız izin verdiği sürece ziyarete gidebilirsiniz.


Geçmişin sokaklarında sesler yükselir ama bir türlü duyamazsınız. Algılamakta zorluk çekersiniz. Konuşmalar da öyledir. Dokunduğunuzu hatırladığınız an ürpermeye başlarsınız. Geçmişin sahnesindeki sessiz filmin oyuncusu değilsinizdir artık. Bunun farkına vardığınız an geçmişin seyircisi olursunuz.


Seyircisi olduğunuz geçmişin sahnelerine bazen katılmak istediğiniz de bilmeyeceksiniz ki ayaklarınıza bağlanmış prangaları. Ayaklarınızı hissetmediğiniz gibi yürümeyi de bilemeyeceksiniz. Çünkü geçmişin ziyareti genelde sizi gökyüzünde uçurtmuştur. Artık sahnenin dışına itilip seyirci olmaya zorlandığınızı anladığınızda huzur, sevinç kırıcı gelmeye başlayacaktır. 


Evet, kendinizi belli etmek için geçmişin alanında sağa sola koşturup durur bazen de gürültüler çıkartırsınız. Kimse duymaz ve görmez. Oysa geçmişinizde kalmasına izin verdiğin herkes sizi görüyordur da tepki vermiyordur. Koşarak yanlarına gittiğinizde cılız bir esintiyle içlerinden geçersiniz. 

Eskisi gibi sıcak değildir. Geçmişin alanında buzullar görülür. Bazı anılarınızın kahramanları da buzdan heykeller olmuşlardır. Görürsünüz, yanına gitmek istediğinizde kalbinizin donduğunu hissedersiniz. Geri durursunuz. 

Sağa sola koşturarak kanlı canlı anılar ararsınız. Çölde görülen serap misali her anının sesleri, görüntüleri sizi mest eder, yaklaştığınızda ise görüntüler donuk kalır. 


Geçmişin ziyaretçisi olmayı sürdürmek bağımlılığa götürür. Ziyaretin fazlalığı anıların canlanmasına tanık olmaktır ki bunun imkanı yoktur. Geçmiş, anılarıyla birlikte yolculuğa uğurlanmıştır. Sizler de anıları diri ve canlı tutmak için varlığınızı geçmişin alanında tutarsınız sırf hissetme adına.


Geçmiş ziyareti hasta ziyaretine benzer. Sıcaklığını kaybeden her hatıra, hastalanır. Zira geçmişe yapılan sık ziyaret anıların sıcaklıklarının azalmasına vesiledir. Çünkü geçmiş ziyareti size kendilerini hatırlatma adına içlerindeki sıcaklığını sunmalarına neden olur. Geçmişin içerisine hapsolanların, şimdi ve gelecek yaşamlarında pek anıları olmayacaktır.

 Kalan son anıların sıcaklığını tüketmelerine karşılık kendi gönül sıcaklıklarını da yolculuk esnasında yitirirler.


Saygılar.



 

 

 

 

Etiketler: