fotoğrafın alındığı profil
Geçmişe yolculuk etmenin güzel yanı, o dönemin anılarında kalmamaktır.
Uzun süreli ziyaretin bağımlılığa yol açtığı bilinmelidir. Geçmişin ayrı bir çekim
kuvveti vardır. Sizi kendisine bağladığını hissettirmez. Siz sanki olması
gereken bir şeymiş gibi devamlı ziyarete gidersiniz. Bu arada geçmişin tadı
inanılmazdır. Asırlardır mahzenlerde tutulan içkiler gibi bir kez tadını
aldığınız an şişenin dibini getirene değin tüketmek istersiniz ki dibi de
gelmez…
Geçmiş, alınması gereken derslerin okuludur. İnsan iyisiyle kötüsüyle
yaşadıklarından edindiği tecrübelerle geleceğine yön verir. Şimdiyi yaşamanın
verdiği haz ise tarifsizdir. Zira şimdi zamanın öyle bir anıdır ki bir saniye
öncesini bilirken bir saniye sonrasını bilemiyorsun. Bununla da kalmıyor
sıcaklığına hapsediyor ki bu da anın güzelliğidir.
Ancak geçmişin tadı, tuzu başkadır. İnsanı sürükler, yeri gelir işkence
eder bazen de huzur yağmurlarına maruz bırakır. Güzellikleri olduğu kadar çirkinlikleri
de vardır. Geçmişin iki yüzüyle karşılaşılır. Bir yanı tatsızlık, huzursuzluk
sunan şeylerle ve kişilerle doludur. Diğer yanı da sevgi yansıtır. Sevgi tek
kalemde en güçlü duygudur. Geçmişin ziyareti sevgi hissiyle mümkündür.
Sevginin kalbe dokunmasıyla geçmişin kapısı çalınmaya başlar. Şimdinin
karşısında sunulacak bir güzellik, neşe veya huzur görseli olmayınca insan geçmişe
gitmek ister. Hatıraların iç yakıcı olmasının veya iç huzur sağlamasının önemine bakmaksızın
sevgiyle sarılır. Şimdinin karşımıza çıkartacağı şeylerin cana dokunan yanı
olmazsa sevgi sunmanın mümkünatı yoktur. Fakat geçmişin bir kriteri yoktur. Sonuçta
içinde yer alıp geride bıraktığınız anılar ordusunun içerisine kollarınızı
açarak girersiniz; çünkü geçmiş sizsiniz…
Haliyle sevginin tüm halini kendinize sunmanız gayet normaldir.
İnsan geçmişe gittiğinde dönem dönem karşılaştığı kişilerin ‘’
söylemlerine, davranışlarına, görünüşlerine ‘’ pek rivayet etmez. Geçmiş sizi, size sunar. Geçmişteki varlığınız izin
verdiği sürece ziyarete gidebilirsiniz.
Geçmişin sokaklarında sesler yükselir ama bir türlü duyamazsınız. Algılamakta
zorluk çekersiniz. Konuşmalar da öyledir. Dokunduğunuzu hatırladığınız an
ürpermeye başlarsınız. Geçmişin sahnesindeki sessiz
filmin oyuncusu değilsinizdir artık. Bunun farkına vardığınız an geçmişin
seyircisi olursunuz.
Seyircisi olduğunuz geçmişin sahnelerine bazen katılmak istediğiniz de bilmeyeceksiniz ki ayaklarınıza bağlanmış prangaları. Ayaklarınızı hissetmediğiniz gibi yürümeyi de bilemeyeceksiniz. Çünkü geçmişin ziyareti genelde sizi gökyüzünde uçurtmuştur. Artık sahnenin dışına itilip seyirci olmaya zorlandığınızı anladığınızda huzur, sevinç kırıcı gelmeye başlayacaktır.
Evet, kendinizi belli etmek için geçmişin alanında sağa sola koşturup durur bazen de gürültüler çıkartırsınız. Kimse duymaz ve görmez. Oysa geçmişinizde kalmasına izin verdiğin herkes sizi görüyordur da tepki vermiyordur. Koşarak yanlarına gittiğinizde cılız bir esintiyle içlerinden geçersiniz.
Eskisi gibi sıcak değildir. Geçmişin alanında buzullar görülür. Bazı anılarınızın kahramanları da buzdan heykeller olmuşlardır. Görürsünüz, yanına gitmek istediğinizde kalbinizin donduğunu hissedersiniz. Geri durursunuz.
Sağa sola koşturarak kanlı canlı anılar ararsınız. Çölde görülen serap misali her anının sesleri, görüntüleri sizi mest eder, yaklaştığınızda ise görüntüler donuk kalır.
Geçmişin ziyaretçisi olmayı sürdürmek bağımlılığa götürür. Ziyaretin fazlalığı anıların canlanmasına tanık olmaktır ki bunun imkanı yoktur. Geçmiş, anılarıyla birlikte yolculuğa uğurlanmıştır. Sizler de anıları diri ve canlı tutmak için varlığınızı geçmişin alanında tutarsınız sırf hissetme adına.
Geçmiş ziyareti hasta ziyaretine benzer. Sıcaklığını kaybeden her hatıra, hastalanır. Zira geçmişe yapılan sık ziyaret anıların sıcaklıklarının azalmasına vesiledir. Çünkü geçmiş ziyareti size kendilerini hatırlatma adına içlerindeki sıcaklığını sunmalarına neden olur. Geçmişin içerisine hapsolanların, şimdi ve gelecek yaşamlarında pek anıları olmayacaktır.
Kalan son anıların sıcaklığını tüketmelerine karşılık kendi gönül sıcaklıklarını da yolculuk esnasında yitirirler.
Saygılar.
Etiketler: deneme