20 Ağustos 2023 Pazar

Duygusal boşluk #2


                                       fotoğrafın alındığı profil




şayet güçlü ve huzurlu bir yaşama nail olmanın tek gayesi, tahammül sınırlarının bilinmesiyle mümkündür. Sınırınızı aşan veya dokunan her olaya verilecek tepki, ileri dönemlerde nasıl bir yaşamın içinde kalacağınıza işarettir. 

İnsanların hainliğine ve kalleşliğine diyecek söz yoktur. Bilirsiniz ki her insan bir başka insanın açıklarını hafızalarına kaydeder. Kaydedilen bilgiler günü geldiğinde masaya serilmeyi bekleyecektir. Hayatın bizlere sunduğu zorluklar pekala aşılması kolay engeller gibi görünse de işin özünde bunun çok zor olduğunu yaşayanlar olarak biliyoruz. Bir adım yukarıda bulunan sorunların üstesinden gelmek göründüğü gibi kolay olmadığını söylemeliyim. 

sorunsuz, tasasız ve oldukça gamsız insanlar netice itibariyle çevrelerindeki insanların hayatla mücadelelerini pek önemsemiyor tavrına girişmiş gibi yapsalar da inanın, haklı bir çıkış sergilediğinizde anında '' zorluklar çektiğiniz '' alana saldırmaya başladıklarını göreceksiniz.

En kötüsü de kendilerinin zorluk çektiklerini kaile almazlar; çünkü yaşamlarına değer vermezler. Bir ilkeleri varsa o da çevrelerindeki insanların zor durum içinde kalmalarını beklemeleridir. 

O yüzden insan güçlü durmalıdır. İçini saran kavgalara isyanlar sunarak bağırmamalı aksine istiane (dua) etmelidir. 

Şöyle bakıldığında her insan türlü zorlukların altında kalmış bulunuyor. Zorlukların en hafif yükünden habersiz yaşamlarını devamlı ileriye götürenlerin bir bakıma, sorunlarla boğuşan insanların üzerlerinden geçindiğini anlayabiliriz.

Bizler her ne kadar insanlık bakımından çok değerli ve kıymetli insanların evlatları olsak da işin özünde insan kavramına uzaktılar. Cahildiler. Her şeyin iyilikle mümkün olduğunu bizlere aşıladılar. Günümüzde iyiliğin ve kötülüğün pek değeri kalmamıştır. Aslında birçok duygu değersizleşmiştir.

Aileye saygı? 
Artık aileler çocuklarına söz geçiremiyorlar. Hatta evde tutamıyorlar... İdealleri konusunda karşılarına geçip konuşamıyorlar... 

Niye biliyor musunuz? Çünkü popüler anlayışlar gün geçtikçe gelişiyor ve bu gelişimlerde genelde aile birliğine ve çevresel faktörlere değişimi şart koşuyor. Değişimize ayak uydurmayanlar, değişime ayak uyduranlar tarafından hor görülüyor. 

Günümüzde yaşını almış insanların genç görünmek için türlü atraksiyona baş vurduklarına aplikasyonlar sayesinde tanık oluyoruz.

Çocukların yetişkinler gibi giydirilip kamera karşısına geçirilmesi de buna bir örnektir. 

Çocuk doğumunun, çocuk büyütmenin, çocukla yaşam sürmenin değerini maalesef ekranlara sunan insanlar, bu hissiyata ulaşmak isteyen insanları düşündürmüyor değil. 

İnsan yaşamını bir gayeye oturtmakla uğraşmanın dışında çevresel olaylara adapte olmaya çalışmaktadır. Yaşananların dışında kalmayı istediği an, ansızın saldırılara maruz kalmaktadır. 

Örnekleri vermemin başlıca sebebi yukarıda belirttiğim gibi açıklarınızı aramalarıdır. İnsanın toplumun değer yargılarını kıymetli hale getirecek anlayışlara yönelmesi günümüz şartlarında aşırı zor bir durumdur. Aslında kolay olmasına rağmen bu erinmeyi birçok kişi kıramıyor. Haliyle insan yerinde kalarak ayaklarına gelen ucuz anlayışları ve gösterileri benimsemeyi daha makul bulur. Ucuz olan her şey, insanı da ucuzlatır. Bilinmelidir ki ucuza yönelim ucuz karakteri de kendiyle büyütür. 

Bu insanlardır hain ve kalleş olanlar ve kendi dünyalarının dışında hayatla giriştikleri mücadelelerde yorgun, argın görünenlerin zor durumlarını hafızalarına kazıyanlar. Zehrin salınımını hızlandıranladır. 

Mücadeleci insanların azaldığını görebiliyoruz. Bir yerlerde canını dişine takıp ideallerinin peşinde gidenlere sunulacak takdir sözlerinin anlamsız kaldığını hissedebiliriz. 

Bir şeyleri başarmış olmanız sizin için büyük mükafat olmasına karşılık çevresel profiller '' zehirli iğneyi '' zorluklara maruz kalmalarınıza tanık olmalarına rağmen böğrünüze batıracaklardır.

şahsen şunu deneyimledim. 

15, 20 sene öncesine gittiğimizde birilerinin bir şeyler başarması aile ve çevresi tarafından kutlanırdı. Birlikteliğin bağı kuvvetlenirdi. Sonra ne oldu, çoğunluğun arasında azınlık kalanlar başarılar elde edenlere '' hasetlik '' beslemeyi sürdürdüler. İyi insanların güzel gönülleri gün geçtikçe azalmaya başladı.

Şimdi hepimizde bir maske bulunuyor. Saf haliyle kimse olduğu gibi değil. Sahtelik hiçbir dönem günümüzdeki gibi çağ atlamış bulunmuyor.

Buna nereden vardım derseniz;

çevrenizde oturaklı
ağır başlı
ve
yerini ve hududunu bilen kaç insan var? 



Etiketler:

5 Ağustos 2023 Cumartesi

İnsan piramidi











Toplum olarak tabakalara ayrılmış durumdayız. Tabanı maddi durumu kötü olup düşünceleri zengin olanlar oluşturuyor. Her konuda bilgileri olup yaşamlarında tek bir bilgelik olmayanlar... 

Bir üstünde sonradan görmeler var. Bunlar da alt tabakanın geri kalmışlığını fırsat bilenlerden oluşur. Yaptıkları davranışlara ve söylemlere sadece en alt tabakadakiler tepki gösterir. Tepkinin tek sebebi içlerinden çıkmış olmaları.

Onların da bir üzerinde baba parası yiyenler var. Bunlar tabakanın en kötü ve hastalıklı kesimidir. Şöyle ki bu kesimdekiler en alt tabakanın hayalidir. Bu kesime genelde hukukun ve adaletin uğramadığını söyleyebilirim. Haliyle en alt tabakanın dürüst bir kesim olmadığını ortaya çıkıyor. 

Aileden zengin olanların üzerinde insanlara korku saçarak ün yapmış tabaka vardır. Bunlar çürüktür. Yaşama ve bu yaşamı kendilerine bahşeden o ilahi güce sırt çevirmişlerdir.  Vermedikleri yaşamı alırlar, ucuz birkaç kelime ve bakış yüzünden.

Bunun hemen üzerinde de her şeyi taklit etme eğiliminde olan kesim vardır. Genelde zehir saçıcı olurlar. Altındaki tabalardan aldığı kötü her yaklaşımı ve ilkeyi üst katmana sıçratmaya çalışırlar. Bu kişileri genelde çoğunluğun yaptığı şeyleri yaparken görürüz. Fikirleri ve idealleri yoktur. Sırtlarında çevrilmeyi bekleyen bir kol var. Çevirin ve ilerlemesini izleyin. Göreceksiniz hiçbir tavrı kendilerine has değildir. 

Bir sonra ki hayran gönüllüler katmanı, her şeyi taklit etme eğilimindeki katmanla çok iyi ikili gibi görünürler. Birbirlerine verdikleri zarardan habersiz birbirlerini beslerler. Bunlar diğer katmanlarda bulunanların yüzlerini görmek istemedikleridir. Soyut duyguların bazen somut bir gerçeklik gibi yaşanmasına vesilen olan duyguların katilleridir. Samimiyeti bitirir, sıcaklığı tüketirler.

Bir üstünde ben merkezciler yer alıyor. Bunları her yerde görebiliriz özellikle gürültülerin olduğu yerlerde çok sık karşılaşırız. Birilerinin sırf söylediklerinin gerçekleşmesi için kötü ve yanlış şeylerle karşılaşmalarını isterler. Sadece '' ben demiştim '' diyebilme adına gaddarlık yaparlar. Her insanın yaşamı saygıyı hak eder. Düşünsenize, '' ben diyebilmek '' için insanların hatalarla boğuşmasını izlediğinizi...

Hemen üst katmanda bireyciliği savunanlar var. Bunu özgürlükçü yaşam diyenler olarak değiştirebiliriz. Nesi üzüntü verici biliyor musunuz? Yaşamınıza bir anlam kazandırmak için mücadele edip duruyorsunuz sonra bir yerden bir kelime çıkıyor ve yaşamınıza tek ve gerçek anlam olarak kazınmaya başlıyor. Yoğurup bir şekle getiremedikleri hayatlarını telaffuzlarla yaşarlar ve bunu da savunurlar. Gerçeğin olmadığı, doğruluğun büyümediği bir yerde kelimelerle yaşam sunmanın savunucusu olmak mı, Alimallah. 

Sözünü edeceğim bu katman ise tüm katmanlar tarafından saygıdan muaf tutulmuş kesimdir. Buradakiler insanları yüzüstü bırakırlar. En uzun yürüdükleri mesafeler yarı yol kadardır. Rotasız ve yönsüzlerdir. Yaygara çıkararak sesleri tüm katmanlara duyuran yegane kesimdir. Burada bulunanlar saydığım diğer katmandakileri de içinde barındırıyor. Zifiri karanlık çöktüğünde toplanırlar ve bağırıp çağırırlar... Haklılık payına zerre layık olmayan bu katman, haklı çıkmak için ses çıkartırlar.

Bir üst katmanda büyük yaraların taşıyıcısı olup her şeye gülenler kesim bulunuyor. Bu kesim duyguların en güzelini yaşarlar. Dışarıdan darbeli ve iz taşıyıcı oldukları anlaşılsa da özlerinde güçlüdürler. Yanlarına yaklaşmanın zorluğu yoktur fakat yaşamlarında göğüs gerdikleri olayların büyüklüğünün yarattığı fırtınalardan dolayı yanlarına yaklaşmak ağırlık ve güç ister. Ayakları yerden kesen bu fırtına, taşıyıcısı olduklarının saçlarını dahi oynatamaz. Gözleri güler, elleri güler, yüzleri güler bir de sırtlarını dönüp gittiklerinde tüm güller anında solar. Ön yüzleri güzelliği arka yüzleri de karanlık yaralarını yansıtır.

...


Bakmayın böyle katmanlara ayırdığıma inanın hepimiz olmasa da çoğunluk yazdığım tüm katmanlardan bir parçası vardır. Hepimiz kendi doğrultumuzdan kopuk bir yaşam içerisindeyiz. Olaylara, söylemlere kendi düşüncelerimizi yansıtamıyoruz. Önceden duyumsadığımız kelimeleri veya davranışları tekrar ederiz. Bir üst katmana ulaşmak için tüm entrikaların döndüğü bu hayat coğrafyasında, nelerin sağlıklı ve insana iyi geldiğini söyleyebilir? 

Samimiyetin yitirildiği, sıcaklığın tüketildiği bu katmanlar duvarında, gerçek yaşamı layığıyla yansıtan yok mudur? Olsa da bizlere ulaşmayacağı kesindir. Bahçesi olan birçok kuşun ve canlının yaşam sürdüğü, yeşillerin saçıldığı, güneşi en güzel manzarada izlendiği bu yerler, katmandan oluşan gökdelenlerin ardında kaldı.

Etiketler: ,