İnsan piramidi
Etiketler: deneme, psikofelsefeloji
Etiketler: deneme, psikofelsefeloji
İç kargaşadan muaf tutulan zihin, kendi çapında her
düşünceyi, anlayışı üstünlük olarak algılamaya başlar. Netice itibari ile
aldanmaya meyilli insan, kendi imtihanında da kolaylığa aldanır. Çabanın
karşılığı yorgunlukta gizlidir. Başkalarının emeklerine(çabalarına) müdahale
etmekle sınırlandırılan bir hayat imtiyazdan uzaktır.
Üç farklı konuya değinerek kendimize bir düşünce yolu
açmış bulunuyoruz. Şimdi hepsini yorumlamaya başlayalım. Sizler de katkılarınızı
sunabilirsiniz, sonuçta burası paylaşım yeridir.
İç kargaşa dediğimiz terim, anlam ya da olgu biz insanların bazı dönemler maruz kaldığı iç çatışmalardan meydana gelen gürültülerdir. Çatışmalar bir sınırdır, bu sınır aşıldığında yağmalanmalar başlar. Yağlanmanın da önü alınmazsa kargaşaya kadar süregelir. Bu da ayrı kutupların kavgasından çok aynı kutup düşüncelerin veya anlamların birbirine girmesine vesile olur. Bir nevi kan kaybıdır. Yaşam mücadeleden uzaklaştırılmaya çalıştırılır.
Ne kötüdür kendi dünyasındaki duygular ile düşünceler tarafından
tarumara uğraması. İşin asıl can alıcı kısmına henüz gelmedik. Sözünü ettiğim kişi(ler)
iç kargaşaya maruz kalan ve bilincinde olan bir insanlardır. Bir de farkında
olmayan(lar) vardır. Genelde bu yola giriş tecrübe kazanımına sahip insanların
söylemlerinden edindikleri bilgi ve birikimleri kendilerince derleyip toparlayarak
çevrelerine ‘’ yaşanmışlık ‘’ gibi kâh tavırlarıyla, kâh söylemleriyle yansıtırlar.
Ne hüzünlüdür başkalarının söylemlerini ve deneyimlerini kendileri kazanmış
gibi tavır yansıtanlar.
Evet, insanları kandırmak olabildiğine kolaydır. Hayır
demeyi bilmeyen insanlara (biraz abartı olacak) dünya savaşı çıkarttırılabilir.
Yeter ki dokunmayı bilin. Doğru yerlere temas eden her dokunuş (içsel) kilitli
tüm kapıların açılmasını sağlar. Bu da istenilen yere ilerlenme kapılarını sunar.
Kendi alanını sıkı sıkıya savunmayan her birey, bir bakıma iradesizliğin
timsali olan topluluğa aittir. Hiçbir söylemi dikkate alınmaz, hiçbir başarısı
göz önüne getirilmez. Başarıları basite indirgenir, söylemleri anlamsızlığa bulanır.
Kendiyle bütünleşmeyi başaramayan kişi haliyle hedef olanlar taraflarından
hedef gösterilir. Çevresindeki herkes bir başkası için hedeftir. Niye hedeftir,
çünkü temelsizdir. Ulaşılması kolaydır. Aldanıyor olması, tüm dirençli yanlarını
sertleştirmeden ya da büyümeden egale edilebiliyor ve haliyle dünyasına dilediğin
zaman giriş yapılabiliyor. Başkaları güzel bulduğu yerleri yine sahibinin güçlendiremediği
dirençleri ayaklandırarak kendisine kalkan yapabilir ve kendisine bir yaşam inşa
edebilir. İnsanın meyilli olduğu her yerde başkalarının dirençli kapıları
bulunur. Çünkü meyilli olmak, çocuklaşmaktır; inanmaktır.
Çaba, en sevdiğim kavgadır. Çaba sarf edilen yolun
kudretini, güzelliğini ve ulviliğini bizlere hissettirir. Çabanın sonunda
istediğimiz o olgu, eylem veya istek olmasa da olur. O kudret dolu yolda
edinilen cenk istekleri doyuma ulaştırarak bizler daha ileriye götürür. İmtiyaza
ulaşmak sanılanın aksine ne zordur ne de kolaydır. Yaşam havuzunun ortasında
durur ve yanına gelenleri girdabında sürüklemeye başlar. Savurup fırlattığı
yerlerden kalkıp tekrardan alanına girerek gücünüzü, isteğinizi göstermelisiniz
ki o zaman imtiyaza ulaşmış olursunuz. Ulaşıldığı vakit girdabın temelinde
sizde yer alırsınız ve imtiyaz bu kez yeni birinin gücüyle biraz daha kuvvetli
döner. Gittikçe ulaşılması zorlaşacak bir güce tüm istek ve iradenizle
ilerlediğinizde kabul edileceğiniz gerçeğini göz ardı edilmez.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Sağlıcakla ve hoşça kalın.
Etiketler: deneme, psikofelsefeloji, psikoloji
İnsanın yaşam için anlam arayışına girmesi
kişiye inanılmaz özgürlükler tanıyacaktır. Tersi durumda hareket edenler, olduğu
gibi yaşayanlar hayatın sunacağı zorlayıcı sınavlardan geçemeyeceklerdir.
Mücadeleye çekilmeyen bir hayat, saygınlığı hak etmeyecektir.
Saygınlık yere sağlam basmamızda,
kendimizi beslememizde ve en önemlisi kendimizde kalmayı başarmamızda saklıdır.
İnsan olmanın, mutlu olmanın, neşeli olmanın ve buna benzer bütün oluşlar
kaçışlardan ortaya çıkar. Kalmak önemlidir. Kaldığınız yerde kendinizi bilmeli,
tanımalı ve büyütmelidir.
Olmak istediğiniz her şey mücadelesiz
bir arzudur. Mesela insan olmaktan bahsedebiliriz. Kişi kendinde kalmayı bilmezse
yani kendini tanıyamazsa hududunu aşarak başkalarının alanlarına giriş yapar ve
burada da hazin sonuçlar doğuran hadiselere tanık olarak hayatında kırılmalar
meydana gelir. Bu kırılmalar, gelişim veya erdem olarak hayatında yer almaz,
zira bilirsiniz ki artık kendinde değildir. Her yaşadığı, insanlığından kopan parçalara
yama misali örtmektir. Sınırı bilenler, sınır tanımaz arzulara teslim olmaz. Kendi
dışında kalan birey veya bireyler geriye dönmek istediklerinde o eski sınırları artık kalın duvarlarla çevrilidir. Artık oraya girmek imkansızdır. Öz benlik burada
kaybolmaya başlar ve istekler, arzular peşi sıra eksiklikleri giderme adına bireyi
ablukaya alır. Her gittiği sınır ya da kişiler onu yıpratacaktır. Çünkü
dayanağı olan kendi varlığı yani alanı yoktur. Savunma yapacak konumda değildir
bu da hazin yenilgiler almasına sebep olacaktır. Velhasıl kendinde kalamayan
insan, başkalarında umut ettiği eksikliğini onlarla doldurmaya çalışır fakat burada
eksilen kendisi olur. Yamalar, başkalarının izleridir. Özü ise kendinde
değildir. Ruhsal olarak kendimizde kalmalı, beden olarak her yerde bulunmalıyız. Ruh
sağ oldukça beden mutlu kalır.
Yaşam bizlere devamlı fırsatlar sunar ve sunmaya da devam edecektir. Bizler milyonlarca yılın yaşamında esintiye karışmış toz parçasının zerrelerinde bulunan atomlar olabiliriz. Bizler büyük veya devasa güçlere sahip atomlar değiliz. Bizler zamansal olgunun içinde görev niteliği taşıyan hayatlara sahibiz. Düşünce bakımından inanılmaz sisteme sahip beyinle dünyayı kötülüğe nasıl buluyoruz? Asıl sorun burada. Bizler düşündüğümüz için şah eser bir canlı değiliz. Bizler kayaya çarpan dalgalardan, sahildeki kumlardan, yeni doğan bir serçenin kanatsız derisinden farksızız. İnsanız diye doğanın hakimi değil, doğanın katilleriyiz.
Genlerimizde katilliğin kodları bulunuyor ve bundan kaçışın olmadığını da biliyoruz. Yapılması gereken iradesiz görünen bu kısmımızın üzerine incitmeden dokumalar yapmalıyız. Yama misali değil, öz misali, can misali, yara misali. Başkalarının minnet duygularına bulanmamış bir iz... Bunu yapabilirsek, özümüzü kurtarabilir ve zenginliğimiz doyasıya yaşarız.
Ruhsal dinginlik, sağlıklı bir bedenin inşasıdır. Sağlıklı beden de külçe külçe arzular, gayeler ve hedefler sunar.
Sağlıcakla kalın
Etiketler: deneme, psikofelsefeloji, psikoloji