Zaman bizlere üzerinde bir şeyler inşa etmemiz için sunulmuş soyut bir gerçekliktir. Zaman, insanlık için bir özdür.
Bizler beşer canlılar olarak aciz ve özün farkından kopuk insanlarız. Zaman üzerine düşeni yaparak bizleri muallaktan bırakır. Aslında zamana sunduğumuz vurdumduymaz ve gamsız hallerimiz, zamanı ileri sürelerde başka kalıplara dönüştürmektedir.
Zaman sabittir. Bizler genel itibariyle bir şeyleri kabul etmeden önce heykeltıraş zanaatı gösterenler gibi önce yontar sonra da ince dokunuşlarla istediğimizi ortaya çıkartırız.
Zaman, insanı sırtına alarak iyi, kötü, deneyim kazandıracak ya da hüsrana uğratacak tüm yollardan geçirir. Bizler dallarında yollara sarkan yaprak tanelerine işlenmiş '' zaman '' yolcularını karşılarız. Her bir yolcu bizleri yontmakla kalmayıp ince dokunuşlarla bir şekle bürümeye çalışır.
Ne üzücüdür ki insanlar karşılaştıkları '' şeyleri '' bir imkan, uyarıcı ya da mesele olarak görmezler.
Zaman, insana dersler sunar. Geri dönüşü olmayan yolda ilerliyoruz. Arkamızı döndüğümüzde gözlerimizin önüne anılar gelir. Onlar da zamanla silikleşir. Çünkü zaman müthiş bir ivmeyle ilerlemektedir. Zamanı değerli gösteren şeylerden birisi de '' düşünmektedir. ''
Düşünmek, zamanı durdurmaz ancak değerli bir yolculuğa dönüştürmektedir.
Zihne misafir edilen her düşünce uzun yolda hayallere dalmak gibidir. Buradaki tek fark birini beşeri olarak diğerini de ahiret için yapmaktadır.
Ziyadesiyle İlahi gücü anımsamak bir nevi zamanın sırtında ilerlediğimiz yolun güzelliklere dönüşmesine vesile olabilir.
Şunu da unutmamak gerekir; zaman, sırtında taşıdığı beşeri canlının gördüğü, bildiği ve anladığı doğrultudaki yollardan ilerler.
Zaman kıymet bilmez; kıymetli, değerli her şeyi ardınızda bırakmanız için adeta yolları ışık hızında kat eder. Dünyevi şeyler bizleri adeta uçurumun kıyısında ilerlememizi sağlar.
İyi ve güzel düşünceler zamanın anlamsız ya da huzursuz geçmesini engelleyebilir. Bizler önünde duramadığımız zamanın sırtında yolculuklar yapanlarız!
Zaman mutlaktır. Soyut olsa da hiçbir soyut kavram zaman gibi somut gerçekliklerin karşısında öz gibi duramaz. Görsel olarak bilinmezdir. Bilinmezlik olarak da görsel bir gerçekliktir, zaman.
İnsan, zaman üzerine inşa edilmiş bir yaşamın içerisindedir.
Zaman, ayaklarımızın altında filizlenip ileri dönemlerde köklenip büyümeye başlar. Zaman'la ayaklarımız yerden kesilir. Kökünü topraktan söküp yola koyulmaya başladığı vakit, sırtında duran beşeriye aldırış etmeden, nasıl besleniyorsa o yolda ilerlemeye başlar.
Etiketler: deneme