3 Kasım 2022 Perşembe

Lavanta






1900 yılına yolculuk yaptığımızda arka fonda Mozart'ın 40.senfonisi kulaklara dokunuyor. Alımın ve ihtişamın görüntüsüne bürünmüş insanlar çoğunluğu siyah kıyafet ve elbiselerle eski roma taş yollarında yürüyorlar. İnsanların yüzlerinde belirginleşen heyecanın ve tedirginliğin izleri küçük neşeli görüntü karşısında hoş simalara dönüyor. İnce tekerli araçların üzerinde yer alan siyah giyinmiş adamlar, ellerinde kalınca purolarla katı dumanları araçların camından dışarıya üflüyorlar. Karşı yolda bulunan evlerin birinden krem renkli bir elbiseyle kadın beliriyor. Kadının yüzünden saçılan renkler gökkuşağı misali çevresindeki insanların yüzlerine dokunuyordu. Kadın yanında bulunan iki kadına dönerek gülümsedi. Bu gülümseyiş ay ışığı misali karanlığa hapsolmuş evrenin tek aydınlık görüntüsü gibi ışıl ışıldı. Eldivenlerin içinden çıkardığı ellerini şakağından dökülen saç buklelerini şapkanın içine koymak için kaldırdı. Uzaklardan lavanta kokusu gelmeye başladı. Az sonra küçük kamyonun arka kasasında lavantalar vardı.

Güzellikler karşısında kayıtsız kalamayan kadınlar ellerini çenesinin altında birleştirerek kokusunu ardında bırakan lavanta çiçeklerini derin nefeslerle soluyarak bakıyorlardı. Kimileri de ellerinde tuttukları çiçekleri koklayarak sokağa adeta lavanta yağmuruna tutan kokuyu bastırmaya çalışıyordu. Bir adam yolun ortasına doğru yürümeye başladı. Pantolonu düzelterek yere çömeldi. Lavanta çiçeğinin uzunca bir dalını yerden kaldırdı, koşarak geldiği yoldan uzaklaştı. Küçük basamağa adım attıktan sonra yoldan çıktı. Elindeki lavanta çiçeğini fark etmediğimiz bir zaman diliminde göz göze geldiği ve hayran kaldığına mutabık olduğumuz kadının doğru götürdü. Kadın, gelen kişinin elinde tuttuğu çiçeğe bakıyordu. Adamın sırtı bize dönük olsa da yüzünü saran neşenin ve heyecanın hissiyatını beden dilinden anlayabiliyorduk. Başını hafiften öne eğip kaldırıyordu. Başında duran şapkayı fazla öne eğilmiş olacak ki düşeceği sırada tuttu. Kadınla arasında yetişkin bir insan boyu kadar mesafe bıraktı.

Şapkayı başından hafifçe kaldırdı, ardında yüzünü öne eğdi. Kadının yüzünü saran mutluluk, şimdilik tarifsiz bırakılmadı. Kadın ayağa kalktı, adama yaklaştı. Adam istifini bozmadan kadının gelişinin gülümseyerek karşılaşmış olabilir.

Kadının naifliğine gönül kaptırmamak elde değildi. Güzelliğin net bir halini yansıtıyordu. Kadın adamın karşısında durdu. Adam bir adım geriye çekildi. Sağ dizinin üzerine çöktü. Elindeki çiçeğin uzun dalını kırdı, kadına uzattı. 

Kadın çiçeği aldı, kokladı. Yakasındaki boş cebe iliştirdi. Adam sol cebinde taşıdığı muhtemel olan mendili aldı, havada bir savurdu ve kadına uzattı. Beyaz mendili aldı, ellerini sildi. Katlayıp adama geri verdi. Kadın bir adım yaklaştı. Sağ elini adamın koluna geçirdi. Adam kadına başını çevirdiğinde çehresini saran utancı, sevinci ve neşeyi görebiliyorduk. Başını kaldırdı, kadın da adama eşlik ederek başını kaldırdı ve yürümeye başladılar.

Bizim büyük şapkalı ve ay ışığı gülümseyişi yansıtan kadın, yanlarından geçen bu henüz yeni sevincin sıcaklığına gönlünü kaptırdı. Yolun aşağısında gerçekleşen piyese tanık olmuştu. Adamın çocuksu yüz ifadesinin nasıl da olgunluğuna döndüğünü hoşnutlukla karşılaşmıştı. Biliyordu, günün sonunda güzelliğine, endamına hayranlık besleyecek insanların olacağını. Bu yüzdendi kadınların emin ve güvenli yürüyüşlerine tanık olmak. Diğer tarafta erkeklerin güçlü ve esaret dolu yapılarına hayranlık beslenmesi de bu yüzdendir. 


Duygu izdihamı yaşanan dönemden duygusuzluğa evirilmiş durumdayız. 


Annesinin elini tutmakta direten erkek bir çocuk ellerini göğsünün üzerinde bağdaş kurmuş şekilde tutuyordu. Kadın, bir şeyler söylese de çocuk oralı olmuyordu. Annesi haricindeki diğer insanların yürüyüşlerini ve el kol hareketlerini gerçekleştirmek için kollarını indirdi. Önce ellerini ceplerine daha sonra bir elini cebine diğerini dışarıda tutmaya başladı. Dört yaşlarındaydı. Görüntüsü çocuksu olsa da giyimi onu küçük dev adam gibi gösteriyordu. Annesi az sonra yolun köşesine döndüğünde kalabalıklaşan insan selinin arasında oğlunu kaybetmemek için yanına gitti, kolunda sıkıca tuttu. Çocuk önce afalladı, şaşkınlığını gizleyemedi. İnsanları taklit etmenin hazzını oyuna çevirmişti ki... 

Köşeyi döndüklerinde dev gibi insanların yanlarından geçtikçe korkuya kapılıyordu. Annesi oğlunu kucaklamak istediyse de çocuk pek kucağı sevmiyordu. Kalabalığın içerisinde kadın son bir gayretle çocuğu kucakladı. Tepki göstermek yerine korkuya teslim olan çocuk, annesinin kucağını daha ehemmiyetli bilerek sessiz kaldı. 

Yaşlıca bir adam sallanan sandalye üzerinde ileri geri giderken köstekli saate baktı. Hızla yerinden kalkmaya çalıştıysa da pek başarılı olamıyordu. Deri dükkanından çıkan orta yaşlı bir adam çıktı, yaşlı adamın zorlandığını görünce yardım etti. Beyaz bedene sahip adam minik adımlarla geç kaldığı randevusuna doğru yola koyuldu. 

Yaşlı adam, kalabalığın karşı yolundan ilerlediği için şanslıydı. Kalabalığın içerisinde olsaydı bir adım ileri üç dört adım çapraza doğru yürürdü. Kalabalığı geçip gitmek yaşlı insanlar için zordu. Bu yaşlı insanlar az temasla yol almak isterlerdi.

Yaşlı adam bir evin önünde durdu. Başını yukarı kaldırdı. Yine yaşlı bir kadınla bakıştı. Kadın sonra içeri girince yaşlı adam kapının önünden çekildi ve sırtını eve vererek insanları izlemeye koyuldu. Kapıda yaşlı kadın belirdi. Adam'da kadına baktı ardından yürümeye başladılar. 

Yaşlı adam, kadına güçlü göründüğünü ispatlama adına hızlı yürüyordu. Kadın zorluk çekmeden adama yetişiyordu. 

Bu arada karşı yoldaki kalabalıktan bir çift yolun diğer tarafına doğru yürüyüşe geçtiler. Bunlar az önce lavanta çiçeği piyesinde oynayan başrol oyuncularıydı. 

Yaşlı çiftin bulunduğu kaldırımdan hızla geçip gittiklerinde arkalarına bakındılar. Yaşlı çiftin görüntüsü karşısında duygulanmış olacaklar ki aralarında hararetli konuşma gerçekleşti ve sonunda adam elini kadına uzattı, kadın da elini uzattı. Bir kelimelik destansı cümle kurmuş olacaklar ki ikisinin yüzünde ciddiyetle birlikte kesinlik vardı. 







Etiketler:

6 Yorum:

saat: 3 Kasım 2022 14:09 , Blogger Ahmet Ozan dedi ki...

Yaşlandıkça daha genç işi giyinmeye başladım ^^ güzel hikayeydi

 
saat: 3 Kasım 2022 17:28 , Blogger SinanGCL dedi ki...

Valla başkanım sen kitap çıkarsan kesinlikle alır okurum ben :D

 
saat: 4 Kasım 2022 10:16 , Blogger Murat Karakılıç dedi ki...

Dış güçler kitap dosyalarımı kabul etmiyor :))

 
saat: 4 Kasım 2022 10:45 , Blogger Murat Karakılıç dedi ki...

ne de güzel söyledin hocam :)

 
saat: 6 Kasım 2022 19:16 , Blogger kitapkesfi dedi ki...

Çok güzeldi, okurken hiç bitmesin istedim:))) Kaleminize sağlık:)))

 
saat: 7 Kasım 2022 12:01 , Blogger SinanGCL dedi ki...

Dış güçlerin zincirlerini kıralım beraber yeter ki sen adım at :D

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa