ben demiştim(izm)






Size şunu net söyleyebilirim ki hayatımdaki insanlara karşılaştığım iyi kötü bazı olaylar hakkında fikirlerini söylemelerini istedim. Bunu uzun bir süre devam ettirdim. Düşüncelerini söze aktarmalarından pek hoşnut olduğumu gösteren hareketlerde, yaklaşımlarda bulundum. Zaman ilerledikçe sanki onların her sözüne muhtaçmışım gibi algılamaya başladılar ve artık '' ben söyledim, beni dinlemedin, ben dedim '' gibi telaffuzları çok duymaya başladım. Niyetim fikirlerine önem veriyormuş gibi görünmekti.

Günler, ayları, aylar yılları takip ettikçe kendilerini benim dünyamda vazgeçilmez sanmaya başladılar. Bununla da kalmayıp yaşamımdaki önemli kararlara karışmak için kollarını sıvadılar.

Onlar hayatımı kontrol ettiklerini sanırken en başından beridir söylediklerini yapmıyordum, yapmazdım da. Hayat benimdi! Onları denemedim ve düşüncemde yanılmadım.

Şu sonuca vardım; birisini hayatınıza davet edip dağılanları düzeltmesi için yardımını istediğinizde, ana unsur olan özlerini dışarıda bırakıyorlar. Dünyanıza davet ettiğiniz kişi başka çehreye bürünerek söz sahibi olmanın verdiği o onarılmaz ukalalığa dönüşerek sizi yıpratmaya başlıyor. Hayatınızı raya oturmak yerine raydan çıkarmaya çalışırlar.

Bununla da kalmaz, karşı çıktığınızda sanki onların hayatlarına müdahale ediyormuşsunuz gibi cephe almaya başlarlar ve sizi, kendi yaşam alanızda incitmeye kalkışırlar. 

O yüzdendir çözüme ulaştırma şansınız olan hadiseleri çevrenizdekilere anlatmaktan geri kalmayın; en azından fikirlerini öğrenirsiniz. Fakat mesele sizinle, özünüzle ilgili bir meseleyse bu  sadece sizinle mümkündür. 

İnsanlar yerini bilmedikleri gibi saygınlığın getirdiği erdemin güzelliğinden habersizlerdir. Onlar için kötü davranışlar, söylemler as olandır.

Yaşam boyunca '' kanıtlama '' olgusu üzerine yaşam süren insanlar, dikkat çekmek ve önemli biri olmak için türlü yolları denemiştir. Saygınlık, insanlığın en güvenli kimliği olmasına karşılık bundan muaf tutuldukları ortadadırlar. 

Güzel bir gülüşün doğuracağı neşelere kulaklarınızın şahit olması kadar etkileyici ne vardır? İnsanlar sadece gülümserken aynı dili konuşur. 

Gelelim o insanlara ne olduğuna; hiçbir şey olmadı. Hepsi hayatlarına devam ediyorlar. Hepsi başkalarının hayatlarında rol model olmanın verdiği sahte öz güvenle burunları havada yaşamlarına devam ediyorlar; onlar için '' birilerinin kendilerine muhtaç olmasının '' verdiği çıldırtıcı gücü iliklerine kadar yaşamaktan geri kalmıyorlar. Ders vermişsiniz, posta koymuşsunuz pek dert değil onlara. Bir de - benim söylediklerime önem vermiyorsun - diye çıkışırlar. Oysa önem verilmesi gereken şeyler, bir kişinin yaşamındaki kararlara karışmak olmamalıdır :)

Meselelerle mücadele içinde olmayanların, mücadele içinde olanlara söyledikleri sözlerin önemi ne denli geçerlidir?











Yorum Gönder

5 Yorumlar

  1. çok güzel anlatmışsın :)

    YanıtlaSil
  2. Bu yazı bana inan çok iyi geldi :) Rahatladım yahu :D Sende çay yok mu? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi gelmesine sevindim :) Çaydanlık var ama içine konulacak çay yok, getirirsen olur :))

      Sil
    2. Suyu kaynat çayı alıp geldim ben :D

      Sil