Mutluluk, mutsuzluğun tutsağıdır
Mutluluk, bir anlamla bütünleştiğinde '' değerli '' olacaktır. Mutluluğun tek başına bir anlam ifade ettiğine tanık olunmamıştır ve mutluluğun içi doldurulmadığı sürece anlamsızdır. Fakat bu durum mutsuzluk için geçerli değildir. Mutsuzluk mutlak gerçekliktir. Neticede '' mutsuz '' olmaktan kaçıyoruz ki bu da doğru ve gerçek bir duygunun hezeyanı altında kalmak istemeyişimizden kaynaklıdır.
Farz edelim ki mutsuzluğun içi boş. O vakit içini doldurmak için ne yapmamız gerekiyor? Kötüyü veya nefreti mi aramalıyız? Nasıl bir yol izlemeliyiz ki mutsuzluğun içini doldurabilelim.
Anlayacağımız şu ki mutsuzluk kaya parçasına benzer. Anlamsızlığın, tükenmişliğin ve tabanın halini temsil edecektir.
Duyguların zirve halleri yok mudur? Elbette vardır fakat mutlulukla şekillenmezler, mutluluğa şekil veririler.
Mutluluk kendi haliyle bir anlam ifade etmeyecektir.
Bizler mutluluğun peşinden koştuğumuzu söylesek de aslında bizi kovalayan mutsuzluktan kaçtığımızı unutuyoruz. Mutluluk, sığınmak ve saklanmak istediğimiz coğrafyadır. Bizler de ucu bucağı olmayan bu yolculuğun sonunu coğrafyalarda bitirmek istiyoruz. Ne hikmetse bir türlü mutluluğa ulaşamıyoruz. Paçamıza sarılan mutsuzluğun bertaraf etmek için tüm kuvvetimizle uzaklaşmaya çalışıyoruz.
Mutsuzluk, biziz.
Mutluluk, mutsuzluğun tutsağıdır.
Mutluluk özel, farklı ve ( çocuk :) )insanların dünyasından etrafa saçılan oksijendir. Bizde kafayı yemeden, özel ve farklı insan konumuna ulaşmadan o derin nefeslere ulaşmak istedikçe hep bir engellerle karşılaşıyoruz. Bu da yıpranmamıza vesile oluyor.
Birçok insanın yaşayabildiği mutluluklar elbette vardır. Aile birlikteliği, birisini sevmek... Ancak bunlar da kısa sürelidir. Her aile, saf ve doğal sevgi bahçesine sahip değildir. Kimileri sevgilerini gösterse de bahçenin içinde gezinmenize izin vermez. Çünkü onlar da sizin gibiyken sevginin doğallığından uzak büyümüşlerdir ve o bahçeyi uzaktan seyretmişlerdir.
-
Mesela bulaşıcı olan bir eylem vardır ki buna hiçbir insanoğlu kayıtsız kalamaz. Gülmek.
Bu mutluluk değildir, mutluluğa şekil vermektir. Mutluluk, gülmekle biçimlenmiş oldu.
Yine ve yeniden mutsuzluğu ele aldığımızda ise mutluluğun temelinden farklı olarak, temelsizdir. Dediğim gibi tabanı temsil eder yani salt gerçekliği.
Mutluluğun temeli içini dolduran eylemlerle ve davranışlarla görünüme sahip olur. O sebepten ötürü mutluluk duygulara, mutsuzluk gerçekliğe ihtiyaç duyar.
Etiketler: deneme
9 Yorum:
Güzel bir tespit...Aslında ayrıntıları düşününce size katıldığımı belirtmeliyim. Paylaşım için teşekkür ediyorum.
Doğru yazmışsınız, mutsuzluktan kaçıyoruz:) Ben kaçıyorum, mutlu olmak için de çabalıyorum:) Benim mutlu olmam için çok büyük şeylere gerek yok gerçi, her şeyden mutlu olabilirim ama bazen aile içindeki bazı şeyler mutsuz olmama sebep olabiliyor. Gülmek en çok yaptığım şey, gerçi güldüğüm kadar ağlıyorum da, oda ayrı konu:) Gülmeyi çok seviyorum ve kesinlikle bulaşıcı:)))
Çok sevdim bu yazınızı, kaleminize sağlık:)))
Çok iyi yazmışsınız hocam, az mutlu olmak ise en kötüsü bence
Blogunuz çok güzel.. Sizi kendi sayfama da beklerim https://lensmar.com.tr/ :) İyi günler dilerimm..
okuma listesinde gördüğüm yazınız yerine blog sayfanızda kocaman bir 404 ile karşılandım. anladım ki, söz konusu yazınızı tekrar yayından kaldırmışsınız. ben de o yazınıza odaklanarak geldiğim için, yorumu yazdığım bu yazınıza hiç göz atamadım.
yara olmadan iyi olunmuyor.
Gerçekliklerden de mutlu olabilenler olabilir diyorum :) kaleminize sağlık.
Blog yazımı yazmak için oturmuşken önce bir blogları dolaşayım dedim ve yazınıza bir yorum yazmak geldi içimden.
Yazı başlığı ilginç, her zaman olabilir mi? sorusu geldi aklıma. Ta uzaklardan gelen bir kaval sesi ya da dinlediğim içli bir ney sesi, tok olduğum bir zamanda bile tandırda pişen ekmek kokusu, bir dede ile torunun el ele tutuşması, bir türkü. bir şiir, güzel bir haber ; inanılmaz bir mutluluk veriyor bana. Mutsuz olmadığım bir zaman diliminde mutluluğumu pekiştiriyor. Küçük şeylerle mutlu olamazsak zaten mutsuzluk tuzakları öyle çok ki; Markette bir şey istediği için annesi tarafından tokatlanan küçük bir çocuk, yaşlı teyzeye yer vermemek için otobüste uyur numarası yapan delikanlı, yere tüküren bir genç adam... Örnekler çoğaltılabilir ancak inanıyorum ki mutlulukla mutsuzluk bazen iç içe. Küçük mutluluklar, küçük mutsuzluklar kol kola yaşam alanımıza bir giriyor, bir kaçıyorlar. Dengeyi biz sağlayacağız elbette.
Harika fotoğrafla bütünleşen yazınız çok anlamlıydı. Görüş alışverişi bence alışverişin en dürüst ve gerçekçi olanı. Emeğinize sağlık.
Esenlikler diliyorum.
Değerli düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ediyorum hocam, saygılar. Sözlerinize gönülden katılıyorum ve şükranlarımı sunuyorum. Denge, evet hocam denge her şeydir :) Var olun...
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa