Kendinizi tanıma yolculuğu;
Her ne kadar konuşarak bir yerlere varma eylemi biz insanları daha sosyal ve de ileriye dönük planların içerisinde zaman geçirmemizi ve o planlar doğrultusunda yönümüzü bulmamıza ön ayak olsa da, bakıldığında samimiyetsizliğin de göz önünde olduğuna tanık oluyoruz. Yazıyı okuyanlar alenen veya kısmen çevresindeki insanların zorbalıklarına maruz bırakıldı(k). Karşılarına geçip bizi üzen durumlar hakkında konuşsak da bizi anlamayacaklarının yanında kırmayacaklarının garantisini kim verebilirdi? Niye kırıyorlardı, çünkü hassasız...
İnsanlar iletişim aracı olarak yazıyı bulduklarında herkes hareketlerle veya anlamı olmayan bazı tuhaf sesler çıkartarak anlaşıyorlardı. Yazı dilinin ve görselin(resmin) bulunması atalarımızın hayatta kalmalarını ve toplumlaşmalarının yollarını açtı. Birebir konuşmanın yerini hiçbir şey tutmadığı gibi birebir konuşmanın da yaşattığı tahribatı hiçbir şey veremezdi.
Yazmanın da buradaki güzelliği ortaya çıkıyor. Biriyle kavga mı ettiniz, açın bir sayfa alın kalemi, yazmaya başlayın. Bastırarak yazın. Harflerin rengi parıldasın. Kalem bitsin, mühim değil. Düşüncelerinizde gezinen harflerin kuytu karanlıklara geri saklanmalarına izin vermeyin.
Yazmanın değeri burada anlaşılacaktır. Şu konuda size gerçekçi bir şey söylemek isterim; düşüncelerinizi yazmadığınız sürece kendinizi anlayamazsınız. Düşünce bize has, yazı ise kendimize özel bir anlatımdır. Kendimizi ancak yazarak anlayabilir, sorgulayabilir ve de tartabiliriz.
Yazmanın ruha iyi geldiği konusu;
Aklımı meşgul eden bazı konular hakkında çevremdekilerle konuştuğumda '' başımıza ne oldun, sen ilkokul mezunusun ve gelip bize başkalarının sözlerini yutturmaya çalışıyorsun '' gibi söylemlerine kaç kere maruz kaldığımı anlatamam.
İnsanı kıran söylemlere maruz kalmak tüm isteğimi kırdığı gibi zayıflattı. Ancak sonrasında toparlanarak yazmayı sürdürdüm. Bu sefer kimseye bahsetmiyordum. Dış etkenlere yönelerek bir yol çizmeye girişirseniz, mücadele edeceğiniz şeyler çok olacaktır. Önceliğiniz dışarısı değil, iç alemimiz olmalıdır.
Blog yazmanın faydalarını birçok blog sayfasında aynı konu başlıkları altında düzinelerce bulabilir ve okuyabilirsiniz. Bazı blog sayfaları biraz ileri giderek araştırma sonuçlarına göre yazmanın insana iyi geldiğini ima eden sonuçları sunabilirler. Yazmanın kişiye olan etkisini ancak kişi yaşadıkları deneyimleri aktardığında kıymetli olacağına inananlardanım.
Blog dünyasına girdiğinizde karşılaşacağınız diğer blog yazarlarının yazılarını okuduğunuzda farkı konular hakkında bilgi ve birikimlerini artı olarak hanenize katacaksınız. Kuşkusuz buraya girdiğinizde çıkışınız pekala kolay olacaktır. Çünkü aklınızdakileri bir çırpıda ortaya sunmanın kolay olmadığını bilmelisiniz. Zira kimse doğduğu gibi yürüyemez. Yazmakta, aklınıza geleni hemen yazayım mantığıyla işlemiyor. Özümseme burada bayrağı sallayarak yanınıza gelmenizi sağlayacaktır.
Bir diğer ruha iyi gelen kısmı ise yazmaya başladığınız konu üzerinde münazaraya girişmenizdir. Neden ? sorusu kadar kıymetli sorgulama biçimi yoktur. Bu soruyu yönelttiğinizde Çünkü; sözünden sonra arkası gelecek cümleler deryasıyla kendinizi doyurmuş olacaksınız. İnsan ruhuna iyi gelecek bir terapiyi geri çevirmeyeceği gibi sizler de bu velinimeti olabildiğince sürdürmeye çalışmalısınız.
Yazmaya nereden başlamalıyım?
Yazmak için arayışa girmeyeceğiniz konusunda umarım hemfikirizdir. Zira başımızı çevirdiğimiz yerlerde yazılmayı hak eden şeylere mutlaka rastlarız. iyi veya kötü olmasının bir önemi yok. Unutmamalıyız ki kendimizle konuşuyoruz. Bu konuşma bizi beslediği gibi zihnimizde sessiz kalan harflerin özgürlükleri için bir kıvılcım niteliği taşıyacaktır. Kuşkusuz kıvılcım elinizde tuttuğunuz meşaleye ateş olacaktır ve o andan itibaren karanlıklara maruz bıraktığınız yerlere meşaleyi tuttuğunuzda, köşeye sinmiş duygularınızın elinden tutup yanınıza alarak ilerleyeceksiniz.
Yazmayı isteğiniz doğrultusunda yapmaya özen gösterin. Fazlasıyla yazı yazmak bir yerden sonra tükenmenizi sağlayabilir. Çünkü alışkın olmayan bünyeyi ağırlık altında bırakmak yorulmasına neden olacaktır. Günün belirli saatlerinde belirli bir sürede yazmaya çalışın.
Maddi kazanç tuzağına düşmek;
Birçok blog arkadaşımın da katılacağı gibi işin maddi tarafına bel bağlayarak yazmaya başladığınızda rotanız değişecek ve isteğiniz için yazmayacaksınız. İçten gelmeyen, duyguları size ait olmayan yazılar bir bakıma dışarıya hizmet edecektir. Maddi kazanç imkanına erişecek boyutlara varan bir hizmet alanınız varsa bu konuda bir şeyler söylemeye kimsenin hakkı yoktur.
Söylemek istediğimiz, '' kazanç '' için sıfırdan yazmaya başlarsanız, isteğinizin olmadığını görünce küs ayrılabilir ve kendinizi tanımadan uzaklaşmış olursunuz. Milyonlarca açılıp bırakılan blog sayfaları internet havuzunda mevcuttur. Bunların bir kısmı kazanç gereksinimine fazla kapıldıkları ve ulaşamadıkları için bıraktılar. Bir kısmı düşüncelerine yoğunluk verince yazmaktan yoruldular... Bir kısmı da belki dünyada yoklardır; bilemeyiz.
Maddi kazanç alanı tamamıyla istikrar ve disiplin istemektedir. Aslında geniş bir yelpazeye sahip okuyucu kitlenizin olması gerekmektedir. Sıfırdan başlayacağınız yerde bunun ileriye dönük olması bir bakıma imkansız değildir, zordur.
Bu alanda takdir ettiğim bir sayfa vardır ki o da Ahmet Ozan hocamın sayfasıdır.
Her yeni sayfaya astığınız kelimeleriniz;
Düşüncelerinize yer verdiğiniz konuların insanlar tarafından ilk başlarda okunmasını istemeyecek olmanızı anlayabilirim. Zira insan ilk yeniliklerini kendisinin kaldırabildiği düzeyde sürdürmek ister. Geniş kitlelere açılması konusunda kendine inandığında sağlıklı düşüncelerin oluştuğunu kavrayacaktır. Ağır adımlarla ilerlenmelidir.
Güzel tarafı ise ardınızda bıraktığınız düşüncelerinizi günler, aylar sonra okuyacak olmanızdır. Bilgisayar dosyasına yazılmış bir yazı ile globale yazılmış yazı bir olmaz. İnsan haliyle kendi yazdığı yazıyı yabancıymış gibi okumak ister ve ona göre düşünceler geliştirir ve düzenlemeler yapar.
Unutmadan, blog yazarlığı için deneyimlere ihtiyaç yoktur, kendinizi ne kadar tanımak istediğinizle alakası vardır.
7 Yorumlar
Blog yazmak her zaman bana iyi gelen bir şey, yazı yazmayı, içimdekileri olduğu gibi aktarmayı, paylaşmayı seviyorum:)))
YanıtlaSilOzan'ın sitesini ve yazılarını ben de çok seviyorum:)))
Güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık:)))
Hak veriyorum, en iyi terapilerden bir tanesidir yazmak :)
SilTeşekkür ederim, var olun :)
Şahane bir yazı olmuş:) blogda yazmayı düşünenleri teşvik edeceği kesin:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, umarım dediğiniz gibi olur :) sağlıcakla:)
SilBaşkalarının dediklerine takılmadan kendi düşüncelerinizi aktarabilmek açısından blog yazmak çok büyük bir lütuf. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilKesinlikle doğru söylüyorsunuz. Teşekkür ederim.
SilMerhabalar.
YanıtlaSil" Düşüncelerinizi yazmadığınız sürece kendinize anlayamazsınız. " Çok doğru bir tespit aynen katılıyorum. Siz zaten yazmak üzerine söylenecek her şeyi söylemişsiniz. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.