13 Kasım 2023 Pazartesi

Dışardan gelen söylemlerle beslenen insan(lar)

Allah'ın hepimize bir imkan sunduğu bu yaşamda herkes ideallerinin peşinden koşarak kendilerine değer verme aşamasındadır. Ancak bunun bir tık ilerisinde veya gerisinde bulunanlar yaşam döngüsüne zarar verenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki bu eylemde bulunanlar doğa dengenin onarılmasını zorlayacak bir durum içerisinde olurlar. Doğal dengeye örnek olarak şunu söyleyebiliriz. Kendilerinden çok başkalarının istekleri doğrultusunda yaşamak, bir konuma ve bir güce erişme girişimini daha çok yine başkalarının takdirlerine bırakmak... 

Genel itibariyle '' başkaları ''  için yaşam sürme güdüsüne sahip olanlar, insan doğasına büyük ihanet etmiş olurlar. Bunun giderilmesi mümkün olsa da gerçekleştirmenin zor bir imtihan olduğunu unutmamak gerekir. İnsan yaratılış gereğince hayatta kalma iç güdüsüne sahiptir ancak bu zamanla evirilerek basit bir döngüye girmiştir. Bu basit döngü insan doğasını hafife alanların sığındığı yegane alandır. 

İnsan temelini oluşturan '' algılar ve duygular '' yaşam boyunca varlığımızın iç hanesinde keşfedilmeyi beklemektedir. Keşfetmeyi başaranlar yeni yolların keşfine yönelir. Keşfedemeyenler yine başarısız insanların '' söylemlerine '' aldanarak o yolun yolcusu olurlar.

Hiçbir duygu yoktur ki anlamını, başkalarının isteklerine göre şekillendirsin. O vakit her duygu insanın iç hanesinde kalmalıdır. Duygular kişinin kendi keşfiyle alanlarını inşa etmelidir. Belki burada şu soru akla gelebilir? İnsanın iç hanesinde keşfedilmeyi bekleyen duygulara başkalarının etkisi nasıl olabilir? 

Seslenerek... İnsan övülmeyi, takdir edilmeyi, sevilmeyi her zaman zirve olarak görmüştür. Bu hislerin yaşattığı büyük ya da küçük ataklar kişilerin tüm kapılarının açılmasına vesile olur. Vicdanın kaybını yaşayanlar açık kapılara hücum ederek talan işlemlerine ağırdan başlarlar. Kişi yine başka insanların söylemlerinin sarhoşluğuyla alanının katı duvarlarını artık önüne indiremeyecektir. Hafifleyen zihin, genişleyen damarlar insanı müthiş bir rahatlık içerisine hapseder. Haliyle kişi kendi alanının istila edileceğinden habersizdir. 

İnsanların zaaflarıyla beslenen istilacılar yine insanların duygusuz yanlarına aldanarak kendilerini kaosa sürüklemişlerdir. 

Bunun başlıca sebebi, kişilerin önceliği olan ve keşfedilmeyi bekleyen duyguların tadına kendilerinin bakmamasıdır. İnsanın iç hanesindeki duygular dışarıya kanat çırpmak için gün sayarlar. Çünkü beslenmeyi ve ilgi görmeyi isteyen duygular bunu kişinin kendi dünyasında yaşamayınca yönünü dışarıya çevirmesi doğaldır.

Yıllardır süre gelen söylemler '' duygularını dile getiremiyor. ''
'' Duygularından habersiz '' ya da '' duygularını saklıyor. ''

Örnek verdiğimiz her bir cümle aslında kişinin kendi hazinesinin bilincinde olmayışından kaynaklanıyor. İçe dönmeyi, iç hanesinde zaman geçirmeyi ya da kendisiyle vakit geçirmekten kaçınmayı kurtuluş olarak görenler haliyle istila edildiklerinin farkında değillerdir. Onlar iç hanelerindeki duyguların keşfinde hissedilmesi gereken kıvançlardan, düşüncelerden habersiz kaldıklarından duygu açlığı çekmeleri normaldir. Dıştan gelecek söylemler de bu açlığı bir nebze olsun giderdiğini fark eden kişi, dıştan gelecek ilginin, sevginin ve söylemlerin bağımlılığını çekecektir. 

İnsan doğasındaki algılar ve duygular herkesin yaşam alanında bulunurken, bunun zorlayıcı olduğunu ve zaman kaybı olarak görenler temelinde '' insan doğasına aykırı '' davranışlara yönelmesi kaçınılmazdır.

Günümüz buna gerçek bir örnektir. Birçok insan kendine değer vermenin nasıl bir his olduğunu bilmiyor. Herkes '' kendi için yaşadığını '' söylemesine rağmen yine de insanların takdirlerine ihtiyaç duyuyorlar. Bu da kendilerini keşfetmenin zor yanlarından kaçmanın bir belirtisi olarak görülebilir.

Çocukluktan başlayan ve ileri safhalara kadar süren bu girişim insan için çok gereklidir. Unutulmamalıdır ki dünyadaki hiçbir şey insan temelini sağlamlaştırma adına üretilmemiştir. Üretilenlerin %90'ı zarar %5 şüpheli bilgi geri kalan %5 ise kişinin kendi algısında sakladığı gerçeklerdir yani kendi inancıdır.

Devam edecek... 


Etiketler: , , , ,

8 Mayıs 2022 Pazar

iç dünyanızın naifliğini dış dünyanın kötülüğüne bulaştırmayın.

 

Bugün siyasetten tutun, futbola her konuda konuşacak bir şeyler bulabiliyor olmamız  sevincimizi ve huzurumuzu zayıflatıyor. Buna sebep olanlar bizleriz. Bizler sanki onlarsız( futbolcular, siyasetçiler, ünlüler)  bir hayatın uzağında ölüme mahkum edilecekmiş hissiyle her daim hayatımızın merkezinde tutarak bu korkudan kendimiz uzak tutmaya çalışıyoruz. Uzaklaşmak, görmezden gelmek o kadar kolayken bizler zor olanı yapıyor ve onlara bağlı kalarak hayatlarımızı zehrediyoruz. Her söylemlerinin arkasına sığınıyor ve her başarılarını canhıraş koruyor, kolluyoruz.

Bırakın önünde veya arkasında kalkan olduklarınızı. Kendinizin farkına varın. İdealiniz hayatınız olsun, hayatları olmasın. Birilerinin söylemlerini baş tacı ederek onları yüceltmek dünyanıza zift dökmenizi sağlar.  Bir gün herkesin gidici olduğunu anladığınızda dünyanıza dönmek isteyeceksiniz o zaman bıraktığınız gibi göremeyeceksiniz… İsyan etmeleriniz, çığırmalarınız boşa olacaktır.

Hiçbir ideolojiyi benimsemeyin. Kendinizi besleyecek bir alanda bulunun, zehir kusmaya başladığınızda uzaklaşmaktan geri kalmayın. Durmayın, savunmayın. Öncesinde beni besledi diyerek el üstünde tutmaktan kaçının. Şöyle dönüp baktığınızda her daim baş tacı ettiğiniz, el üstünde tuttuğunuz ve savunduğunuz kişiler veya sözler tarafından mağdur oldunuz, yalnız bırakıldığınız, destekçiniz olmadı. Onlar, bunlar, şunlar bizlere destek olmaz. Bizim desteğimiz olmazsalar hiçler, evet hiçler... 

Nerede durulması gerektiği gibi nerede durulmaması gerektiğini kendinize aşıladığınızda hiçbir alan size dar gelmez, fazla hiç gelmez; zehir hiç bulaştıramaz.

Psikolojinizi kontrol etmeyi öğrendiğinizde her adımınız aydınlık saçar. Henüz yola koyulamayanlar, sizin ışığınızdan feyz alarak yolları kat etmeye başlayacaktır. Öncü olacağınız şeyler bunlar olsun.

Devlet statüsünü ayakta tutan tüm görüşlere ve eylemlere kendinizi bulaştırmayın. Seyircisi olun, sizi doyuracağına inandığınız söylem ya da eyleme sahip çıkın. Körü körüne bağlanmaktan kaçının. Sorgulamaktan ve eleştirmekten geri kalmayın. Sizler doğru insan değilsiniz. Kimseler doğru insan değildir. Doğru insan, bu denli kötülüklerin arasında yaşayamaz.

İnsan her alanda hata yapmak mecburiyetine sahiptir. Hiçbir başarıya veya buluşa hatasız ulaşılmamıştır.

O vakit doğru insan olmak, huzurla ölümü bekleyen insandır.

Yaşlı insanlar genelde ‘’ Şimdiki aklım olsa veya keşke bunları, şunları yapsaydım ‘’ der.

Velhasıl kelam dünyanızı, dış dünyanın anlamsız ve bitmek bilmez sorunlarıyla boğmayın.

Uyanmak can atan bir bedenle, uyumak için can atan beden bir olamaz.

Birisi yaşama tutunmayı sever, diğeri yaşamdan kaçmak ister.

Etiketler: ,