Sessiz ordularım
Elime kalemi alıp ajandayı açıp boş bir sayfaya o kadar çok şeyler yazasım geliyor ki... Kalemi alıp yazmaya başladığımda hep aynı yere nokta darbeleri indiriyorum. Zihnimde haylaz çocuklar koşuşturuyor. Her çocuk, aklımda beslediğim bir kelime, her kelime başka bir kelimeyle yola çıkarak zihnimi ziyaret ediyorlar. Hepsinin anlam deryasına girişlerini gözlerimi kapatarak izliyorum ve içime yolculuk etmelerini sabırsızlıkla bekliyorum. Ruhumun bulutları üzerinde yolculuğa çıkacak kelimeleri, benimle birlikte gözlerini kapatan herkes duyacak hissine kapılıyorum. Ajandayı bir köşeye, kalemi bir köşeye bırakarak derinlemesine ziyaretimi yoğunlaştırıyorum. Bir yerlerde yere düşen çocukların acı bağırışları bir tarafta, acı bağırış sergileyen çocuğa gülenler başka çocuklar... Her kelime, bir başka kelimenin hışmına maruz bırakılıyor. Hayır, benim değildir iç alemim böylesine gaddar... Kelimeler; iyinin ve kötünün dilidir. Ne tarafınız ağırsa oraya hizmet eder... Sanmayın ben...