Kayıtlar

anı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Basımına onay verilmeyen '' roman '' dosyam :)

Öncelikle herkese merhaba. Daha önce yazdığım ve (İTHAKİ)yayınevi tarafından basımına onay verilmeyen roman dosyasında tekrar düzenlemeler yapıyorum. Biraz araştırınca gönderdiğim yayınevinin yazarlardan beklentilerinin fazla olduğuna kanaat getirdim. Öncelikle yazarın bir başarı yolculuğunda olması gerekiyormuş. Allah'ın garip bir kulu olan benim eğitimim ilkokul mezunuyla sınırlı olup, lise terk olarak hayatın bir köşesinde durmaktadır.  Öncesinde deneme türünde bir yazı dosyası hazırlayıp göndermiş fakat olumlu cevap alamamıştım. İlk yazıp gönderdiğim deneme türündeki yazıların hepsini silip atmıştım. Pişmanlık yaşamadım sonuçta tekrar yazarım demiştim. Yazdım da hem daha iyileri hem daha kötülerini. Yazmaktan bir an olsun vazgeçmedim yazmaya başladığım günden bu yana. Sadece roman dosyasının kabul edilmeyişinden sonra yazmaya 6 ay kadar bir ara verdim. 180 günlük yazma eksikliğini gidermek pekala zor olsa da üstesinden gelmeyi başardığımı düşünüyorum.  Yazmaya devam ediyor...

Sevginin dili mutluluktur

Resim
                                                                Fotoğrafın alındığı profil Parmaklarımın ucuna basarak ilerlediğim yolun bir nefeslik dinlenmeye yerine vardığımda, göğün semasında bulutlar güneşin huzmelerine sarılmış vaziyette dağın yamaçlarına seriliyordu. Günün gecesi veya gündüzü yoktu; evren aydınlığın görkemiyle birlikte gecenin ihtişamını aynı sahnede gösteriyordu. Yıldızların tozları yağmur misali okyanusların üzerine düşüyordu. Yıldız tozlarının yağmuruna yakalanan balıklar okyanusların üst ince tabakasını yırtarak sevinçlerini sunuyordu. Ayaklarımızın üzerinde durduğumuz sürece ödüller kazandığımız bu yaşam içerisinde ne hikmetse kötü bir düşüncenin esiri olduğumuz an, tüm işlerimizde sekmeler ve aksilikler meydana gelir. Sevgi, insanın erişebileceği en üstün mertebedir. Sevginin zerresi bile bir insanın...

16 Ekim 1990

Resim
                                                                  FOTOĞRAF PROFİL Bugün 33 yaşıma bastım. Akli melekelerimin ayaklandığı gündür. Hayatı, dünyayı, insanları, geleceği, geçmişi sorgulayacağım bir gün. Bugün 364'lük yaşanmışlıkları üzerimden alıp bir köşeye koyacağım.  Bana iyi gelenlere, benimle neşe ve huzur bulanlara biraz daha alan vereceğim. Diğerlerini ardımda bırakacağım.  Pastalarla kutlamaları sevemedim. İnsan alışık olmadığı şeylerin '' sevmeyeni '' olurmuş. Her şeyin yalan ve sahte görüntülerden ibaret olduğu o yerde, gerçek olan nedir? Mesela bunun yerine doğum günü olan kişiler bir günlük kafa istirahati almalıdır. Hatta bir günlük kafa dinlemesi için manzarası bol olan bir dağ evinde ya da ırmaklara yakın bir yerde kalmalıdır. Orada kendi dünyalarına bir günlüğüne ziyaret etmelerine imkan...

En iyi dostlarım, koltuk değneklerim.

Resim
Öncelikle geçmiş olsun. İki kere bacak kırığı yaşamış birisi olarak aklınızdaki birçok soruya yanıt vereceğimden kuşkunuz olmasın. İçinde bulunduğunuz o buhranın nelere sebebiyet doğurduğunu bilirim, yaşadım.  Öncelikle kırığınızın parçalı olması iyileşme sürecinizi normal kırıklara nazaran biraz daha sancılı geçmesini sağlayacaktır. Tabii bu korkmanıza vesile olmamalıdır.  2009 (19) yılında karşıdan karşıya geçerken yavaş ilerleyen bir aracın önüne atlayıp yaya geçidinden karşıya geçerken yan yoldan gelen bir arabanın çarpması sonucunda yerden 10 metre kadar yükseldim ve orta refüjde bulunan palmiye ağacına çarptım. Ağacın dikenlerine batarak yere düştüm. Palmiye ağacı olmasaydı diğer yola düşebilirdim sonrası malum.  Hastaneye kaldırıldım. Ameliyatın beş saat sürdüğünü ablamdan öğrenmiştim. 10 gün hastanede kaldıktan sonra eve yolandım. 19 yaşında bir gençtim. Hayat karşısındaki tüm ideallerim, hayallerim, umutlarım bir kazada yerle yeksan oldu ve içe kapanık bir insan ...

Gündüz güneş, gece yas oldu.

Resim
Ortaokul zamanlarında çakır gibi çocukluk geçiriyorduk. Horozlanmada üzerimize yoktu, tut deseler köpekten önce koşardık. Dünyamızda güzel ve etkili olan davranışlar, dışarıdan bakanlar için çılgınlık ve olabildiğine gereksiz görünebilirdi. Haklı olabilirlerdi. Fakat hayatı biz yaşıyorduk. Cuma günü sabahçıydık. Okuldan kaçmak için arkadaşlarla bir araya geldik ve 5 kişi kaçmaya karar verdik. Yola koyulduk. Şimdilerde düzinelerce saçma sapan binaların olduğu o yollar yeşilliklerden geçilmiyordu. Yılanlarla, sincaplarla ve tilkilerle karşılaştığımız olmuştu. Sırtımızdaki çantaları sık çalılıkların arasında sakladık. Güldük, eğlendik, hopladık. Çimlerde boğuştuk. Beyaz önlüklerle, gri pantolonlar yeşile bulandı. Yola devam ettik. Arkamızdan gelen arabalara el kaldırıyorduk. Hiçbir araba durmuyordu ki bir araç durdu. Camdan başını uzattı, ‘’ Gençler okulu mu astınız? ‘’ ‘’ evet ağabey ‘’ ‘’ nereye böyle ‘’ ‘’ yol nereye götürürse oraya gidiyoruz ağabey ‘’ ‘’ 2 kişi öne, 3 kiş...