Kayıtlar

felsefe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Deneyim

Resim
İnsan bir deneyime tabii olduğunda, sessizliğin ağırlığı altında kalır. Bu insan için güzel bir deneyimdir; insan burada güçlü kalmakla birlikte iradenin saf özünü benimsemeye başlar. Benimseme kavramı diye bilinen algı burada tam manasına ulaşır. İnsan, deneyimlerden elde ettikleriyle donanıma sahip olur. Sahip olma duygusu bilindiği gibi bir şeyi elde etmek ya da başarmakla sınırlı değildir. Deneyimin başarı ya da sahiplikle uzaktan yakında alakası yoktur. Deneyimler kayıpların oluşturduğu yıkıntılarla meydana gelir.  Temelin özü olan sağlamlık, kişinin iradesine sarılmasıyla gerçekleşir. Bu da iradenin saf ve öz haliyle bütünleşmesiyle mümkündür. Günümüzde kazanımlara da deneyim denilmektedir. Deneyimlerin sonu, sevgi ya da huzurla iniltili olmamalıdır. Deneyim kavgayla, kaosla ve sarsıntıyla elde edilir.  Biz insan evladı olarak, yaşamımızı bir temel üzerine kurmuş bulunuyoruz. Genel manada herkes aynı olmasa da ağırlık ve çoğunluk olarak o yoldayız; sözünü ettiğimiz temel...

Sistem, kırılgan ve hassas bırakır

Hayatlarımız sisteme bağlı bırakılmış durumda ilerliyor. Bu da güzelliklerin ve iyiliklerin önünü kesmektedir. Bizler, '' ne yaşayacağımızı '' bilmeden bir yolculuğa çıkarıldık. Kimseler durmamızı istemedi. Bu yolda herkes yürüyor. Beraber yürüdüklerimizin yüzleri umutsuzluğu, kederi, hüznü yansıtıyor. Herkes mutlu olmayı istiyor ama kimse mutluluğu kendilerinde aramıyor. İnsan, kendisine sunması gerekenleri başkalarından bekleme umuduna giriyor. İçten gülmelere hasret kalınmasının tek sebebi beklenti içinde kalınmasıdır. İnsan neden bir beklenti içine hapsolmak ister? Çünkü, değerli olduklarını duymayı isterler.  Bağ, düğümlünü çözmeye başlar.  Kendinize zaman ayırdığınız anları düşününce bunun sadece sistemin içindekileriyle mümkün olduğunu göreceksiniz. Bağ, düğümlü kaldıkça dışarıya kapalıdır. Yer ve sınır bilir. Dışarıdan her duyduğunuza yer açmayın ki hududunuz kirlenmesin. Hayatınızda gereksiz bir yığın bilgi var. Bunların yerine insanınıza değer katan yollara gi...

yaşam, serüvendir.

Kimse zamanın ötesine ve üzerine binip yolculuk edemez. Zaman kendi başına bir eylemdir. Andır. Anda kalmak... Ne güzel değil mi, zamana yaslanmış bir hayatı yaşıyoruz; yaşamaya çalışıyoruz. Her şey anlık gerçekleşiyor. Zaman, her yaşama ikramlarda bulunuyor. Anlayabildik mi kendimizi, biz oluruz. Çoğalırız ve ikramlara sarılırız. Farkına varmadığınız her an, anınız bir ömür tadında ilerliyor. Anda tanık olduklarımız bir ömürdür. Gördüğümüz ve yaşadığımız her şey tekdir. Görürüz ve biter. İkramlardan ne alırsak onunla besleniyoruz ve gelişiyoruz.  Burası önemlidir. İnsan anlık bir değişime uğrayarak; yaşam karşısında gard almaya başlar. Yapılmayacak tek şeydir. Ana teslim olmalıyız. An ne sunarsa onunla besleniriz. Zamana etki edecek eylemler gidişatı sekteye uğratabilir.  Zaman, gündelik telaşların arasından geçip gidiyor. Yaşam bize anın kıymetini sunar. An da zamandır. İnsanlığa sunulan ulvi ikramdır. Hazineyi gönlünde taşıyabilenler, gülümsemeyi hayatlarından eksiltmezler...

Güçlü bir irade

güçlü bir iradenin temeli birçok duygu ve düşünceyle sabitlenebilir hatta güçlü kılınabilir. Ancak bunlar zelzeleye maruz kaldığında çatlamaya müsait yapı taşlarıdır. Özü, sadelik ve içtenlik olmayan hiçbir temel taş yıkıma uğramaz. Erişimi kolaydır fakat insan bunun için bir mücadeleye girişmelidir.  benim birçok yazım '' insan ve benlik '' üzerine yazılıdır. Bunun dışına çıkmayı istemiyorum. İnsanın başka pencerelerden hayatın alanına bakmalı ve dersler çıkarmalıdır. Her birinden yetecek dersleri aldığımı söyleyebilirim. Fazlasına gönül vermedim. İnsan yapısı haddini aştığı şeylerin zararını başka şeylerin kaybolmasına tanık olmasıyla öder. Bir hissin, düşüncenin tamamıyla içimizi doldurması için çaba sarf edilirse inşa edilmiş temeller de çatlamalar meydana gelir. Gereğinden fazla yük, sağlamlığı zedeler.  Duygularına yön vermeyi başarabilenler doyumsuz bir yaşamın içerisinde her şeyin ruhlarına değdiğini hisseder. Diğer taraftakilere baktığımızda kıtlıktan çıkmışças...

Umut arayışı

Gayesiz bir yaşamın insana kattığı en büyük yenilik, hiçliktir. değerin ve yargının yanından geçmeyen bir bedenin, iç yolculuğu pekala çıkmaz sokaklarla sınırlıdır. Dünyevi alana döndüğü vakit her yere ulaşabilecek özgürlüğe sahiptir ama imkanı yoktur. Ulaştığı yerlerin insana kattığı sevinçten, hevesten yoksundur. Her şeyi olacağına vararak görür ve hayatın küçük neşelerine ve büyük düşüncelerine yürüyecek imkanı yoktur. yorgundur.  Yaşamında yıkım olmayan bir insanın, insanlığa katacak bir değeri yoktur.  Benim burada naçizane düşüncem; her insanın yaşamı saygıyı hak eder. Sonuçta yaşamın çetrefilli yollarına her insan bir kez giriş yapmış kah o yoldan çıkmayı başarmış kah hala içerisinde çıkışlar aramayı bırakmamıştır. Bunlar önemli gelişmelerdir, ziyadesiyle insanı bir meşguliyetin içinde tutmaktadır. Yazacaklarım, yaşadıklarını ulvi bir sıfata bürüyüp bununla övünenleredir.. Bu kişilerin kendi dışındakilere inanılmaz zararı dokunur. insana bedensel zararları dokunmasa da ...

Modelim, yaşadığım yer

Resim
Profilin alındığı fotoğraf Ben yaşadığım yerin modeliyimdir. Evin içinde edindiğim, gördüğüm ve tecrübe ettiğim davranış, görüş ve düşünce modelleridir sözünü ettiklerim. Sokakta gördüğüm ve uzun yıllardır tanık kaldığım ekran görselleri bir nebze de olsa içimde yer edinmiş olabilir fakat geniş bir alana dağılmasına izin vermedim, veremezdim. Bu büyük meseledir. Şayet sırtımı evin dışına çevirdiğimde gördüğüm, tanık olduğum ve edindiğim tüm kapalı kapılar ardındaki modeller bir bakıma değersizleşecek haliyle kendimi duygusuz bırakmama neden olacaktı! Histir insanı temellendiren. Özümsemediğimiz şeylerin yabancısı oluruz. Dönüp ardımızı bilmediğimiz o uzaklığa(toplum anlayışına) yöneldiğimizde kaybettiklerimizin telafisi bir daha olmaz. Tecrübe ettim. Bir insanın ahlakı,  anlayışı kapalı kapılar ardındakiyle sınırlıdır. Bunun dışına çıkmaya yeltenmek sarsıcı etkiler doğuracaktır. Dışarısı gerçeklik değildir. İnsan, kendi edindiği duygularla ve edinimlerle gerçekliğe ulaşır. Dışarısı...

İnsanların toplumun anlayış ve benimseyişlerinden kopmak istemesi;

Resim
                                                                     Fotoğrafın alındığı profil Kırıp dökmeler nedendir? Niyedir insanların hayatlarına girildiğinde bir enkaza dayalı eylemlere girişilir? Teması '' yaşam '' olan bu döngüyü niye tersine çevirmenin daha makul ve olması gereken bir tutum gibi sergileniyor?  Bizler doğumdan sonra yaşamın o mucizevi çizgisinin üzerinde hayatta kalma yarışına katılmış birer yarışçılarız. Henüz emekleme dönemlerinde çizginin dışında hareket ediyor olmalarımız pekala hoş karşılanmıştır. Keza ayağa kalkıp yürümeye başladığımızda o gerisin geri emeklemelerden dolayı geride kalışlarımızı paytak ve aceleci adımlarla kapatmaya çalıştık; kah düştük kah ağladık... Sonuçta o yolun eksik yanlarını tamamladığımıza kanaat getirdiğimizde gördüklerimize hayret etmeye başladık. Bunl...

Ruh açlık çektiğinde...

Resim
                                                 Fotoğrafın alındığı profil İnsanlar önce kendileriyle savaşmaya başladı. Bunun galibi veya mağlubu önemli değildi. Kişi kazanımlarına ulaşmak için önündeki engelleri mağlup etmeliydi. Bunu başaranlar yorgun bir galibiyetin tadını yıllarca çıkartacaklardır. İnsanın ulaşılmayı bekleyen çok yönleri olmasına karşılık tek bir yolun bize sunduğu engeli aşmayı hedef olarak görüyoruz. Haliyle küçük bir engeli aşmak için efor sarf etmemize olanak sağlıyor.  Bilinmelidir ki her engelin zorlayıcı yanı vardır. Ancak hiçbir engel bir insanın tüm eforuna gerek duyacak dirayete sahip değildir. Bizler gücümüzün farkında olmadığımız sürece küçük engellere büyük eforlar harcarız. Bunun nedenlerinden biri de kişinin '' kendine '' ulaşamamasından kaynaklıdır. İnsan bir bakıma kendi savaşının yaralısıdır. Kimse bu hengameden küçük ...

Kendimle Söyleşi #2

Resim
insan anlamlı bir hayat için neler yapmalıdır?  Hayata anlam kazandırmaya çalışmak değerli bir atılım olarak görünse de aslında içten büyük zararlara gebe bırakacaktır. İnsan hayatı kendiliğinden anlamlı ve anlamsız bir yolculuğun içine girecektir. Her insanın hayatı bir bakıma anlam deryasında yüzmektedir. Buradan çıkartacağınız manalar neticesinde nerede ve hangi konumda olduğunuzu görebilirsiniz. Anlam kazandırmak için yapacağınız her şey hayatınıza anlam kazandırmaktan ziyade kendinizi geliştirmeye yarayacaktır. Gelişmiş bir kişilik, benlik hayata anlam sunmaz. Hayat, anlam yolunda hiçbir etkiye aldanmayarak ilerler. İnsan bu yolculukta etrafına gelişimlerini gösterebilir.  Anlamlı bir hayat kime ve neye göre diye de söylemeden edemeyeceğim. İnsanın anlamlı olmaya çalıştığı vakit belki de anlamsız bir görünüme veya fikre sahiptir. Bu bakımdan hayatı anlamlı gösterme çabasına girişmemekte fayda vardır.  Kuvvetli akıntıların arasında ilerleyen hayat, anlam deryasına gir...

Kendimle Söyleşi #1

Resim
Baktığımızda değerli bilinen şeylerin arkasında kalabalıklar olduğu görülüyor? Öyleyse değersiz olan bir şey de çoğunluk sayesinde değerli olmaz mı ? Değer yargılarının neyi ima ettiğiyle orantılıdır. Başkalarının değerli gördüğü şey başka kutuplar için değersiz olabilir. Bu bakımdan değerin önemi değer verenlerin nezdinde kıymetlidir. Döneminin en vahşi insanı olarak adlandırılan Hitler, Avrupa için korkulan ve değer gösterilmeyi hak etmeyen bir kişi olarak bilinirken, kendi halkının büyük çoğunluğu tarafından değer görüyordu. Toplum değer yargılarına başvurduğunda '' haklı '' yanlarıyla beslenmeye başladılar. Sonuç itibariyle ülkeler arası savaşın fitili atılmıştı. Kimsenin geri dönüşü yoktu. Burada milliyetçi duygular değerin ayyuka çıkmasını sağladı ve kenetlenerek savaşa atıldılar.  Yeryüzünde zıtlığın hüküm sürdüğünü unutmamalıyız. Tüm insanlık aynı anda bir konuya, bir şeye değer veremez. Böyle olması durumunda yaşamın dengesi bozulur. Fikirler, yaşam tarzları, ...

Kadere(alınyazısına) yön verilebilir mi?

Resim
  Tüm dinlerde geçerliliğini koruyan bir söylem olan '' herkes kaderini yaşar '' sözü, insanların sığındığı bir anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların çoğunluğu geçerliliğini kabul ettiği bu söylemi asırlardır devam ettirmektedir. Zamanla kötülüklere maruz kalanların '' kaderin bize çizdiği yol bu olmamalı '' gibi çıkışlar sergilenmiştir bu karşın inançlarını derinlerinde yaşayanların hiçbir bahaneyi önlerine almadıkları da bilinir. Günümüze kadar gerçekliğini koruyan söylemin gün geçtikçe değerini taşımakta zorlanıldığını bilmeyenimiz yoktur. Duruğunu korusa da inananların çoğunluğu azalmaktadır.  Dini ritüellerde '' kazanım veya kayıp '' olarak bilinen - kader, alınyazısı - değersizleşen toplumların çoğalmasıyla temelinde sarsıntılar yaşanmaktadır. Bir fiil gerçek kabul edilen ve destansı hikayelerin olduğu dönemlerden bugüne geldiğimizde, anlatılan hikayeler zamane insanlarındaki etkilerini günümüz insanlarında göremiyoruz....

ben demiştim(izm)

Resim
Size şunu net söyleyebilirim ki hayatımdaki insanlara karşılaştığım iyi kötü bazı olaylar hakkında fikirlerini söylemelerini istedim. Bunu uzun bir süre devam ettirdim. Düşüncelerini söze aktarmalarından pek hoşnut olduğumu gösteren hareketlerde, yaklaşımlarda bulundum. Zaman ilerledikçe sanki onların her sözüne muhtaçmışım gibi algılamaya başladılar ve artık '' ben söyledim, beni dinlemedin, ben dedim '' gibi telaffuzları çok duymaya başladım. Niyetim fikirlerine önem veriyormuş gibi görünmekti. Günler, ayları, aylar yılları takip ettikçe kendilerini benim dünyamda vazgeçilmez sanmaya başladılar. Bununla da kalmayıp yaşamımdaki önemli kararlara karışmak için kollarını sıvadılar. Onlar hayatımı kontrol ettiklerini sanırken en başından beridir söylediklerini yapmıyordum, yapmazdım da. Hayat benimdi! Onları denemedim ve düşüncemde yanılmadım. Şu sonuca vardım; birisini hayatınıza davet edip dağılanları düzeltmesi için yardımını istediğinizde, ana unsur olan özlerini dışar...