Sinema salonu # 2




Yeter yeni arkadaşlarının yanına banka oturmaya gitti. İki kadın, Yeter'in çocuksu hareketlerine seviniyor ve hoş karşılıyorlardı. Kendilerini, dünyanın sunduğu güzelliklerden mahrum görüyorlardı. 

' E anlat bakalım Yeter, ne yaparsın? '' 

Yeter, sorunun manasını biliyordu. 

'' Öyle işte, evliliktir gidiyor. ''

İki kadın kısa gülüşlerle, 

'' Seviyor musun kocanı? '' dediler.

Yeter'e ırak bir destansı cümleydi. Sevmiyorum diyemezdi, seviyorum hiç diyemezdi. Bir taraf hüznünü ortaya çıkartacak, diğer taraf ise canını kanatacaktı.  

Çocuğun biri yere düşünce çevresine acısını duydurdu. Yeter hemen sese döndü. Ayaklanmaya kalkacağı sırada ebeveynleri çocuğun başına toplandı. Yeter de yerine oturdu.

'' Ne oldu, gördünüz mü? '' 

Kadınlar gördükleri şeye aldırış etmemişlerdi. 

'' Kocanızla nerede tanıştınız? '' 

Yeter'e yılgınlık geliyordu. Kocasıyla ilgili soruların hezimetine uğramak istemekten kaçınıyordu. 

Sevmediğimi anlamaları gerekmez miydi? Kadındık, yüzümüz ve gözlerimiz bir şiddetin ortasında olduğumu, baskıya maruz kaldığımı bir şekilde belli edecek görüntüye sahip değil miydi? Gözlerim de beslediğim sevinçler henüz büyümeden sular altında kalıyordu. Bunu da mı göremiyorlardı? Gözlerim, gözlerim kızarıktı. Biliyorum, hissediyorum. Onun adını, sanını duymanın bile beni çileden çıkardığı yerde, rahat ve güçlü olmam mümkün müydü? gibi sorularla kendini yorgunluğa teslim ediyordu. Yanında bulunduğu insanların merak edilecek yanlarının hiç olmaması... Yeter, alanlarına bir kurban çektiklerini ve bu kurbanında kendisi olduğuna kendini inandırıyordu. 

Beni anlayamıyorlardı.

'' Her şey için teşekkür ederim, benim dönmem gerekiyor. '' 

Kadınlar beraber dönelim demelerine karşılık, uğraması gereken bir yer olduğunu söyledi. Selamlaşıp ayrıldılar. 

Köşeyi döndü, gözden kayboldu. 

Kadınlar konuşmaya başladı.

'' Takip edelim mi? Ben Yeter'i hiç iyi görmedim. '' 

- Katılıyorum. Benim de içimde bir tuhaflık olacak gibi geliyor. 

'' Hadi gidelim. Şu köşeye kadar hızlı yürüyelim. '' 

Kadınlar Yeter'i takibe başladı. 

Yeter nereye gideceğini bilmiyordu. Onların yanında kaldıkça yaşamdan kilometrelerce uzağa sürgün ediliyordu şimdi de o arayı kapatmakla meşguldü. Hızlı yürüyordu. Telaşlı bir hali vardı. 

Ailesinin yaşadığı sokağa gireceği sırada birçok insan aşağıdaydı ve hepsi Yeter'e cinnet geçirmişler gibi bakıyorlardı. Yeter kapıyı çalmaya başladı. Üçüncü vuruşunda kapı açıldı. Önde annesi arkada ağabeyi vardı. Ağabeyinin sol kolunda engellilik vardı. Konuşmakta da zorlanıyordu. Doğuştan gelen bir durumun içindeydi. Yürüyüşü de dengesizdi. Her adımda düşecekmiş izlenimi bırakıyordu. 

Annesi Yeter'i kolundan tutup içeri aldı. Ağabeyi, Yeter'i hayranlıkla izliyordu. Çok seviyordu Yeter'i. Ancak gözlerinin kıyısı hüzünlü ve acılıydı. 

- Ne yapıyorsun kızım? Aklını mı kaçırdın? 
'' Ne oldu anne? '' 
- Senin ki geldi, bağırdı çağırdı. Seni kaçtın sanıyor. 
'' Kaçtım mı, nereye gideceğim ki? '' 
- Ne yani gidecek bir yerin olsa kaçacak mısın? 
Ağabeyi Yeter'in yanına geldi, tek eliyle sarıldı. Yeter'de ağabeyinin gözlerinden dökülen yaşları elleriyle sildi. 

'' Sen üzülme canım ağabeyim, bir şey olmayacak '' dedi. 

'' Babam nereye gitti? O nerede ? '' 

- Seni aramaya gittiler. 

'' Ben şimdi eve gidiyorum. Onu da evde bekleyeceğim. '' 

Ağabeyi Yeter her konuştuğunda hüzünleniyor ve kahırlanıyordu. Elinden gelse onu kurtarmak istiyordu. Ancak engelliydi. Yaşanacak itiş kakışlarda yerden kalkamazdı. Yanında olmayışına içerlendi. Tekrar Yeter'in yanına yaklaştı. 

Yeter ağabeyine bakınmakla yetindi.

Ağabeyi,
' Ben de, ben de geleyim '' 

Anneleri, 
'' Sen ne yapacaksın! '' dedi. 

Ağabeyi, 
'' Yanında, yanında olacağım. ''

Otur evde.

Yeter kapıya yaklaşacağı sırada ağabeyi kapının ağzında durdu. 

'' ben de, ben de '' dedi. '' Anne, anne, bakma öyle. Gideceğim, gideceğim. Yanında olacağım, yanında. '' 

Yeter ağabeyine sarıldı. Omuzunu öptü, başını kaldırdı, '' sen kal burada ağabey, ben geleceğim. Söz veriyorum. '' 

'' Hissediyorum, kötü olacak. Geleyim, geleyim ben de '' derken ağabeyi ağlamaya başladı.

'' Ben de geleceğim, geleceğim. Yok dersen, gitme, sen gitme. Gözlerinde gördüm nefret, kötülük. İnsan değil. Artık insan değil. Kal... '' 

Yeter ağlamaya başladı. Ağabeyine sarıldı. 

Ağabeyle aralarında sıkı bir bağ olduğu belliydi. 

Yeter tekrar kapının önüne döndüğünde, ağabeyi sağ eliyle çekiştirdi. 

'' Ben de geleceğim. '' Adam annesine döndü, '' Engel olma, engel '' dedi. 

Beraber dışarı çıktılar. 

Yeter ağabeyinin engelli kolunu tutarak yolda yürümeye başladılar. Ağabey, kız kardeş ilişkileri köy meydanlarında ananeye takılabilirdi. Herkes kendi haricindeki her olaya vakıf bir yorum yapma hakkını kendilerinde görürlerdi. Yeter aldırış etmeden ağabeyinin esaretiyle adeta yerin yüzünü acıtarak ilerledi. Yeter yere sağlam basıyordu. Ağabeyi arada Yeter'e bakıp gülümsüyordu. Fazla sevinçten olsa gerek yere bakarak da gülümseyişini sürdürüyordu. 

'' Bir şey olmayacak ağabey '' 
- İzin vermem, izin. 
'' Buraya gelip ne yaptı ki? '' 
- Seni, seni çocuğunun annesi, annesi olmayacağını söyledi. Babam, babam durdurdu. Bağırdı. Çok bağırdı. Kulaklarım ağrıdı. Herkes, herkes aşağı indi. 
'' Demek ki o yüzden bakıyorlardı. Acınası ve zavallı bakışlar.. Ah, ah '' 
- Yeter, Yeter anne, baba seni görmüyor. Seni bıraktılar oraya. Sen geldin, ağladın. Dövüyor dedin. Gönderdiler seni. Ben ağladım, hep ağladım. 

Yeter'in gözleri doldu. Ağabeyi hayatındaki tek sığınağıydı. 

Yeter düşüncelerinde şöyle bir geçmişe gittiğinde, içinde bulunduğu birçok olayı ağabeyinin arkasında geçirdiğini fark etti. Her olayda. Ailesinin çıkışlarında bile ağabeyi Yeter'e kol kanat geliyordu. 

- Yeter, sen kadınsın. Onlar biliyor güçsüz. Sen güçlüsün, çok güçlüsün. 

Yeter dalgındı. Ağabeyinin söylediklerini duymamıştı. Ağabeyi, Yeter'i dürtünce, Yeter kendine geldi.

'' Efendim ağabeyim. Ne oldu? '' 

Ağabeyi gülümsedi, '' aklın, aklın havada. '' 

'' Olayları düşünüyordum. '' 
-Neredeydin, nerede? 
'' Arkadaşlarla sinemaya gittim. '' 
Ağabeyi neşelendi. - hangisi, hangisi '' 
'' Ali ve Veli filmi '' 
Gülümsedi. 


Evin arka yolundan geldiklerinde meydana doluşmuş insanların arşa ulaşan anlamsız seslerini duymaya başladılar. 

Ağabeyi, Yeter'in koluna dokundu.

Gözlerini açıp kapattı.

'' Güçlü ol! '' dedi.


( Devam edecek )






Yorum Gönder

9 Yorumlar

  1. Abi kardeş ilişkisini çok güzel yansıtmışsınız. Anne baba desteği olmayınca insan yarım kalıyor. Yeter boş yere çık sıkıntı çekiyor. Sinemaya gittiği kişiler de sanki açık arıyor. Normal hayatta da meraklılar çok var. En sevmediğim sorulardan biri de "çocuk ne zaman, çocuk yok mu?" Millete neyse. Kaleminize sağlık, anlatımınız çok iyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeter, çevresindeki insanların hayatlarından çıkamıyor... Kendi yaşamına ulaşamadığı için devamlı sıkıntı ve sorunların içerisinde kalıyor...
      Duygu hanım yorumunuz için çok teşekkür ederim.

      Sil
  2. gerçek suç hikayeleri gibi yeter in öyküsü, abi tatlıymış, bakalım başına ne gelcek yeter in. ali ile veli filmi çok eskiymiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz ve ziyaretiniz için teşekkür ederim. Evet, film çok eski. Bakalım Yeter'in başına neler gelecek.

      Sil
  3. kelime oyununa katılabilirsiniz. çarşamba günü bir arkadaşımız beş kelime vercek, onlarla yazıcaz. siz de yazabilirsiniz. isterseniz bi dahaki çarşambaya da siz beş kelime verirsiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olur, Çarşamba günü katılmak isterim. Etkinlikler güzeldir, en azından ayakta kalmamız için bir neticedir. Teşekkür ederim ilginiz için :)

      Sil
    2. tamamdır. bu gün de ağaç ev sohbetleri etkinliği günü. her pazartesi bir arkadaşımız bir sohbet konusu bulup yazıyor, biz de ondan görüp yazıyoruz. bu akşam yazar herhalde, kaplan diary arkadaşımız, bu etkinlik de keyifli, siz de katılabilirsiniz, hatta sohbet konusu da bulabilirsiniz. blogumda geçen pazartesi var ağaç ev yazısı, kaplan diary var yorumlarda, onun blogunda da geçmiş tüm sohbet konuları var liste halinde :)

      Sil
    3. Bahsettiğiniz arkadaşı takip ediyorum. Öncelikle yazmaya başlayayım, sohbet konusu da bulabilirim sanırım, heralde, galiba :) Teşekkür ederim. Kontrol ediyorum.

      Sil
  4. Çok güzel yazmışsınız:))) Ağabeyi ne kadar destek, ne güzel bir abi kardeş ilişkisi:))) Böyle kardeşine destek olan ağabeylere her zaman imrenirim:))) Okumaya devem edeyim ben, çok sevdim hikayeyi:)))

    YanıtlaSil