Carl GUSTAV JUNG - Dört Arketip
Kitabın en güzel yanı her sayfasında derin anlamlar ve güzel betimlerin olduğudur.
İçeriğine değinecek olursam 4 arketip sırayla şöyledir; anne”, “yeniden doğuş”, “ruh” ve “hilebazdır. ''
İnsanı kendi uçurumlarının ucuna sürükleyerek bilincin görüntüsüne tanık olmamızı sağlıyor. Korku bir bakıma içimizi kemirse de sonuna değin bu maceraya katılmaktan da kendinizi alıkoyamayacaksınız.
İnsanı kendi uçurumlarının ucuna sürükleyerek bilincin görüntüsüne tanık olmamızı sağlıyor. Korku bir bakıma içimizi kemirse de sonuna değin bu maceraya katılmaktan da kendinizi alıkoyamayacaksınız.
İnsanın derinliklerinde gezinen sessizliğine tanık olmasını ve gördüklerinden manalar çıkarmasını ve bununla yaşamına ve toplum karşısında duruş kazanmanıza vesile olacaktır.
Kitap içerisinde mitlere de yer vererek geçmiş dönemindeki hadiseleri günümüz bilimiyle, felsefesiyle ve de psikolojisiyle bizlere sunuyor.
Ruh konusunu ana başlıklarla alt başlıklarla birçok alt metine ayırmış bulunuyor. Her birine değinerek zamanınızı çalmak istemiyorum.
Sayfa aralarında küçük görünen ama anlamları büyük olan cümlelere gözünüz çarptığında yıkılmamak için sağlam durmanız gerektiğini anlayacaksınız :))
Zenginliğini ortaya dökerek kitap içerisindeki konulara merakınızın azalmasını istemem. Psikolojiye merakınızın olmasına gerek olmadığını okurken göreceksiniz. İnsanın kendine ve ruhuna yönelirken nelerle karşılaşması gerektiğini içeriğindeki başlıklarla açıklıyor. Bir oturuşta bitirilip hazmedilecek kitaplardan değildir. Özümsenmeden okunan kitaplar, yazarlarına saygısızlıktır. 168 sayfalık kitabı bir aya yakındır okuyorum. Yanında okuyup bitirdiğim iki kitap olmasına rağmen böylesi ilgimi çeken kitaplarla zaman geçirmeyi seviyorum.
Büyük olasılıkla ikinci kez okumayacağım. Kaçırdığım yerleri yakalamam gerekiyor. Anlatılarının zenginliği dile getirmekle bitmez. Geri döneceğim :)
Alıntılarımı sizlere sunmak isterim.
* İçgüdülerin aşırı güçlenmesi, kızın kendi kişiliğinin bilincinde olmamasına yol açar, içgüdülerin zayıflaması ya da ortadan kalkması durumunda ise içgüdüler anneye yansıtılmıştır.
* Zira anne çocuğunun ilk dünyası, yetişkinin son dünyasıdır.
* Kişiliğin asıl zenginliği içsel kaynaklarla beslenen bir çoğalmanın bilincine varmaktır.
* Gölgesi tarafından ele geçirilen bir insan daima kendi ışığını keser ve kendi tuzağına düşer.
* Anima dışadönük olduğunda oynak, ölçüsüz, keyfi, kontrolsüz, duygusal, bazen demonca sezgisel, insafsız, şirret, yalancı, riyakar ve mistiktir. Buna karşılık animus inatçı, ilkeci, yasa koyucu, öğretici, dünyayı düzeltme meraklısı, kuramsal, sözcüklerin tutsağı, kavgacı ve iktidar düşkünüdür. İkisi de birbirinden zevksizdir; anima etrafını aşağılık kişilerle doldurur, animus ise bayağı düşüncelere kanar.
* Kibrin faydalı tarafı bilincin üstünlüğünü kullanarak, bilinçdışında çözülmesinin engellenmesidir. Fakat eğer bilinçdışı, bazı anlamsız düşünceleri bir saplantı haline getirmeye ya da insanın kesinlikle sorumluluğunu üstelenmek istemediği başka semptomlar yaratmaya karar verirse, bilinç acınası bir biçimde çöker.
* Bilinçdışının psikolojisi hakkında bir fikir edinmek isteyen birine, Hristiyan mistiklerini ve Hint felsefesini incelemesini öneririm. Bilinçdışının zıtlıklarının en açık ifadelerini bu alanda bulacaktır. ( Meraktan araştırdım :) -)
* Bir grubun deneyimi, bireyinkinden çok daha düşük bir bilinç düzeyinde gerçekleşir.
* Ruh zenginliği ganimet biriktirmeyle değil, alımlama açıklığıyla olur.
* Topluluk insana, yalnızken kolayca yitirebileceği bir cesaret, metanet ve asalet verebilir.
* Kitle içinde insan bir sorumluluk duymadığı gibi korku da duymaz.
Etiketler: kitaplık
1 Yorum:
Psikolojiyi, felsefeyi çok severim, okumaktan keyif alırım:))) Jung okumayı sevdiğim yazarlardan biri:) Alıntıların hepsi güzel ve anlamlı, ilk dört alıntıyı biraz daha fazla sevdim:) Emeğinize sağlık:)))
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa