Mekân
Kaldırıma düşen yaprak tanesinin üzerine basan adımın taşıyıcında hüzünlü bir görüntü vardı. Ellerini ceplerine geçirmiş, başı önde, gözleri ayaklarının ucunda, dünyanın keşmekeşi arasından kimselere değmeden ilerliyordu.
İspanyol paça bir pantolon, yakası geniş desenli ceketinin içerisinde boynunun
hemen altındaki kazakta yırtık vardı. Görenler giriştiği kavganın tesirinde olduğunu sanırdı. Geniş adımlarla gözden uzaklaşıyordu. Gazete okuyan
iki yetişkin insanın önünden geçip giderken adamlar başlarını kaldırdı. Gazeteleri
der top edip yakınlarında bulunan çöp kutusuna bıraktılar ve izlemeye
başladılar.
Takip edildiğinden habersiz hızlı
adımlarından ödün vermiyordu. Tabanlarına binen yükün dizlerine verdiği acıyı
da hissetmiyor olmalıydı ki koşuyormuşçasına yürüyüşü hızlanmıştı.
İki adam da dikkatleri üzerine çekmeme adına bir karşı
yoldaki kaldırıma bir diğer yoldaki kaldırıma geçiyorlardı.
Ellerini ceplerinden çıkartan adam önce ellerini bir ovuşturdu
sonra saçlarına götürdü. Parmaklarını tarak görevini görmesini sağladı ve
geriye doğru saçlarını taradı. Üzerine çeki düzen verdi. Ayakkabısını saran
tozu da arka cebinde taşıdığı mendille sildi.
Hazırdı…
Kapıyı açtı, içeri girdi.
İçeriye basık bir hava hakimdi. Ağır renkler
kendi alanlarını aydınlatıyordu. Siyahlığın hüküm sürdüğü bu yerde sesi çok
uzaklardan gelen bir bestekarın ses tınısını duyumsamaya başladı. Sessiz
kalarak besteyi dinledi sonra kısık kesle eşlik etti. Yanına gelen mekân sahibesi koluna girdi.
‘’ Bugün geç kaldın, hayrola kötü bir şey olmadı değil
mi? ‘’
Adam koluna giren kişiye baktı,
‘’ Hayır… Sadece yorgunum. ‘’
‘’ Biliyorsun akşama programımız var. Sende her zamanki gibi bizimlesin. ‘’
‘’ Evet, evet… Akşam olmadan kendimi toparlarım. ‘’
Kolunu düzelten adam kafasını öne eğip kaldırdı. Memnun bir çehreyle uzaklaştı.
Önce ters döndürülüp masaların üzerine konulan sandalyelerin
arasından geçerek sahnenin merdivenlerine yöneldi. Hiç durmadan sahnenin
arkasındaki kulise ilerledi.
İki adam dakikalar sonra içeri gireceğinde kapıyı pek fazla açmış
olacaklar ki mekânın orta yerinde toz zerreleri aydınlığı karşılarcasına havada
raks etmeye başladılar. Adamlardan iri yapılı olan kapıyı gürültüyle kapattı. Mekânda
gürültüye karşılık verecek kimseler yoktu. Adamlar ayakkabılarının topuyla yeri
dövercesine yürümeye başladı.
‘’ Yahu mekânı sırtlayıp götürsek kimsenin ruhu duymayacak. ‘’
‘’Dur bakalım.’’
- Hey! Herkes nerede?
Ses yok.
Masalara konulmuş ters sandalyelerden ikisini düzeltip
oturdular. Masaya kollarını dayadıkları sırada arkadan bir adam bunlara
yaklaştı.
‘’ Burada ‘’ dedi.
Sandalyeden ilk kalkan arkasındaki adama hışımla döndü.
‘’ Sende kimsin?’’
‘’ Bu mekânın sahibesiyim. ‘’
‘’ Biz birini arıyoruz? ‘’
‘’ Size nasıl yardımcı olabilirim? ‘’
‘’ Aradığımız kişiyi en son buraya girerken gördük. ‘’
‘’ Doğrudur. Şayet şöyle bir durum var ki aradığınız kişinin burada olmadığına
sizi temin ederim. ‘’
‘’ Size nasıl inanacağız? ‘’ dedi.
Adam elini kaldırdı,
- buyurun takip edin – dedi.
Tereddüt etmeden adamın arkasına takıldılar. Masaların
arasından sahnenin merdivenini çıktılar. Bir kapıyı açarak içeri girdiler
ardından kapı kapandı.
Yirmi metrelik koridorda ilerlediler ve başka kapıya
vardılar. Kapıyı açtıklarında az önce içeriye davet ettikleri ışıltı şimdi
karanlığa hapsolmuş mekândan çıkarken gözlerini kamaştırmıştı. Ellerini alınlarına
koydular sonra geri indirdiler.
Adam arkasındaki kişilere döndü.
‘’ İşte böyle, oradan gelip buradan çıkıp gidiyorlar. Bulunduğumuz
konumun çevresi çok geniştir. Yapıların hepsi yapışık olduğundan etrafını dolaşmak
yerine insanların buradan geçmelerini sağladık. Mekânda eğlence olduğunda ise kimselere
müsamaha göstermiyoruz. ‘’
Adamlar, konuşan kişiyi dinlemediklerini belirten davranışlarda bulunuyorlardı.
Birisi göbeğini kaşıyor, diğeri de izini kaybettikleri adamın yola iz bırakmış olacağını ümitsiz gözlerle arıyordu.. Adamlar ses etmeden uzaklaştılar.
Adam içeri girerek mekânın kapısını kapattı. Koridordan
çıktıktan sonra sahnenin ortasında durarak sağa sola bakındı.
Bir adam arkada belirdi. Karanlığın içerisindeki
varlığı ürkütücü görüntü sunuyordu. Adam arkasındaki gölgeliğe gözlerini
değdirdiğinde kısa süreli ürperdi ve hemen kendini toparladı.
‘’ Hiç hasımların oldu mu? ‘’
Karanlıktan aydınlığa bir adımla ulaşan kişi,
‘’ Hayır, hiç olmadı belki de olmuştur da benim haberim yoktur. ‘’
‘’ Bu aralar peki, hiç kimselerle ahbaplık ettin mi? ‘’
‘’ Sorguya mı çekiliyorum! ‘’
‘’ Hayır tabii ki. Meraktan. ‘’
‘’ Öyleyse hayır. Siz ve sahnenin arkasındaki insanlar haricinde ahbaplık
ettiğim yok. ‘’
‘’ Peki hiç görmediğin veya tanımadığın birileri buraya gelip seni sormuş
olsalar ne hissedersin? ‘’
‘’ Gülüp geçerim. Ben hiçbir insanın adresi değilim, hiçbir insan benden bir şey
elde edemez. ‘’
‘’Geldiler ve seni sordular desem? ‘’
Ellerini ceplerinde çıkardı, kollarını şöyle bir
savuşturdu.
‘’ Neyden ve kimlerden bahsediyorsun? ‘’
Arkadaki kapı gürültüyle çalmaya başladı.
‘’ Şu karanlığın içerisine gir ve ses çıkarma ‘’ dedi. Adam itiraz etmeyerek denileni yaptı. Karanlığın içine girdiğinde az önceki konuşma aklında yankılandı.
– geldiler ve seni sordular? –
Sahnenin arkasındaki kapıyı açarak kapıyı arkasında açık bıraktı. Karanlığın içindeki koridorda ilerleyen kişiyi izledi. Bu
sırada ses her vurmada yükseliyordu. O sırada adamlardan biri kapıya
hızla vuracağı sırada kapı açılınca eli havada kaldı.
‘’ Ne oluyor yahu? Bu nasıl gürültüdür. Bu sizin yaptığınız
destursuz bir geliş değil midir? ‘’
‘’ Af ola. Hiddete kapıldık. Aradığımız kişiyi bulamadık da ‘’ dedikten sonra ‘’
bizi içeri davet etmeyecek misiniz? ‘’
Diğer kişi söze girdi.
‘’ Mekânda eğlence vardı, eğlence. Biz etrafı
dolaşalım. ‘’
Mekân sahibi terslik olacağına varmıştı.
‘’ Hayır tabii ki, buyurun girin ‘’ dedi.
İçeri girdiler, koridordan geçtiler. Sahnenin üzerinde
durdular.
Arkadan gelen kişi,
‘’ Hep böyle sahnede olmayı istemişimdir ‘’ dedi.
Diğer adam mekân sahibine dönerek,
‘’ Yaparsınız değil mi? ‘’
‘’ Neyi? ‘’
‘’ Bizi, bizi eğlencenize davet etmeyi? ‘’
Mekân sahibi kıvrak bir zekayla atıldı.
‘’ Bu aralar düzenlemeler içerisindeyiz. Henüz bir eğlence vermeyi düşünmüyoruz.
Son yaptığımız eğlenceden sonra ortalık savaş alanına döndü. Yeni yeni toparlanıyoruz
‘’ dedi ve devam etti. ‘’ İnsanların olayı unutması için biraz zaman geçmesi
gerekir. Şimdi hiç güvenli bir mekân konumunda değiliz. ‘’
Sahne hayaliyle yanıp tutuşan adam,
‘’ Doğrudur. Bu arada sahneye çıkan kişi buradan güzel bir alanı seyrediyor. İnsanlarla
iç içe olmanın en güzel yanı da budur, sahneden herkesi görebiliyor olmak. ‘’
Diğer adam, mekân sahibine dönerek;
‘’ Size de rahatsızlık verdik. Bu bizim kartımız. Eğlenceye başlayacağınız gün,
çağırmanızı minnetle bekliyoruz ‘’ dediler ve uzaklaştılar. Mekân sahibi
sahneden inip kapıya yürüyenlerin kapı açıp sonradan çıkıp kapıyı
kapattıklarını gördükten sonra yüzünü karanlığa çevirdi. Karanlıktaki varlık bir
adım atarak öne çıktı.
‘’ Beni soran bunlar mıydı? ‘’
Mekân sahibesi ses etmedi.
Karanlığın ağzına duran adam,
‘’ Bunları tanımıyorum, hayatım boyunca hiç görmedim. İlk kez tanık oluyorum. Benden
ne istiyor olabilirler ki? Ne zamandır takip ediyorlar? ‘’
Sahneyi ortalayarak az önce sahnede olmanın hayalini kuran adamın yerinde durdu.
‘’ Buradaki ayak izlerini ayak izlerimle ezmeliyim. Hak etmiyorlar. Benim hayalimin alanına düş fidanı ekemezler ‘’ dedi.
Mekân sahibi, - bu insanları tanımıyorsan, bunlar seni
nasıl biliyorlar? –
‘’ Sorunda o ya, bilmediğim bu insanlar için ben neyim
ki, kimim ki? ‘’
Mekân sahibesi ‘’ bugün eğlenceyi ertelesek mi? ‘’
‘’ Hayır, hayır! ‘’ dedi.
‘’ Akşama geri gelebilirler. ‘’
‘’ Gelsinler, insan içinde ne yapabilirler ki? ‘’
‘’ Hiç belli olmaz, pek tekin insanlara benzemiyorlar. ‘’
‘’ Akşam olduğunda ne olacağını görürüz. Sizden ricam eğlenceyi yapmanız. İçime
çöken bu merakı ve korkuyu ancak sahneye çıkarak yenebilirim. Yardımcı olun. ‘’
Mekân sahibesi başını önüne eğdi, elini soğuk ensesine götürdü. Sonra başını
ağır ağır kaldırdı.
‘’ Peki, nasıl istersen. ‘’
Sahibe sahnenin arkasındaki odalara giden kapının önündeki perdeyi açtı, kapıyı
el kuvvetiyle itekledi ve perde arkasından kapandı.
Sahnede yalnız kalan adam ellerini ceplerine koyarak ön giriş kapısına doğru yürüdü.
Mekân sahibesi de kapıya doğru ilerleyen adamı biraz hüsran daha çok merakla
izledi. Adam kapıyı açtı. Karanlığa hapsolmuş mekân dış dünyanın aydınlığıyla
kısa süreliğine ışıldanıp söndü.
____________________________________________
Etiketler: hikaye
3 Yorum:
en heyecanlı yerinde bitmiş, merak ettim ne olacak o sahnede güzel yazmışsınız :)
Kim bu insanlar ve adamdan ne istiyorlar? Merak ettim. Devamını merakla bekliyoruz.Kaleminize sağlık.
2. Bölümü okumaya gidiyorum:) Çok güzeldi, kaleminize sağlık:)
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa