Kadere(alınyazısına) yön verilebilir mi?
Tüm dinlerde geçerliliğini koruyan bir söylem olan '' herkes kaderini yaşar '' sözü, insanların sığındığı bir anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların çoğunluğu geçerliliğini kabul ettiği bu söylemi asırlardır devam ettirmektedir. Zamanla kötülüklere maruz kalanların '' kaderin bize çizdiği yol bu olmamalı '' gibi çıkışlar sergilenmiştir bu karşın inançlarını derinlerinde yaşayanların hiçbir bahaneyi önlerine almadıkları da bilinir. Günümüze kadar gerçekliğini koruyan söylemin gün geçtikçe değerini taşımakta zorlanıldığını bilmeyenimiz yoktur. Duruğunu korusa da inananların çoğunluğu azalmaktadır.
Dini ritüellerde '' kazanım veya kayıp '' olarak bilinen - kader, alınyazısı - değersizleşen toplumların çoğalmasıyla temelinde sarsıntılar yaşanmaktadır. Bir fiil gerçek kabul edilen ve destansı hikayelerin olduğu dönemlerden bugüne geldiğimizde, anlatılan hikayeler zamane insanlarındaki etkilerini günümüz insanlarında göremiyoruz.
- Kadere inanır mıyım? - gibi bir soruyu kendime sorduğumda, inancımın ağır olduğunu hissediyorum. Ağır bir kaza geçirmiş olmasaydım, belki de bu inancım günümüzün çoğunluğuna ayak uydurmaktan geri kalmayacaktım. 2009 yılında ölümden dönmüş olmasaydım, '' inanç '' kavramına bu denli bağlı kalmayacaktım belki de.
Peki, başlıktaki soruyu kendime yöneltecek olursam;
Yön verilebilir. Fakat bu yön verdiğimize inandığımız yönelimler alın yazımızda yazılı değil midir? Kendimiz için - farklı - eylemlere giriştiğimizde, - bu alın yazımda yazılı değildir? - diyebilir miyiz?
Kanımca herkes görev niteliği taşıyan bir döngüselin içerisinde rollerini en iyi şekilde yerine getirme eğilimde olmalılar. Tabii her canlının bir rolü olmasına karşı rollerinin farkına varmayanlar da kaderlerine şekil veremeyenlerdir ve onlar en tehlikeli insansı canlılardır. Çünkü yaşam sürdüğümüz alemin gidişatını çomak sokarlar ve içten içe çürütürler.
Biraz ileri gitmiş olacağım ama bence insanların iki yüzlü kaderi vardır. Kendini keşfetmeyenler ve kendi sınırını aşanlar...
Kendini keşfetmeyenler, - olacaksa olur, kaderimizde yazılıysa gerçekleşir - algısına sahip kişilerdir. Alınyazısına yön vermek için ayaklanmak yerine Oblomov gibi koltuğa uzanıp hayatı sorgularlar ve bir adım öteye gidemezler.
Hırçın, istikrarlı ve disiplinli bir hal içerisine girmekten kaçınanlar insanlığı çürütenlerdir. Haliyle üstün kavram olan '' benliklerinden '' bihaberdirler bu da insanlığı kaçınılmaz sancılara tabii tutar.
Her iki bakımdan da yön verilmeye müsait olan kader, aslına bakıldığında üzeri renksiz hadiselerle doldurulmuştur. Bizlere burada düşen görev de harflerin üzerini doldurmaktır. Alınyazısında kötü hadiselerin yer aldığını gözden kaçırmayacağımız kafidir.
İnsanı acı haricinde ne güçlü ve dirençli kılabilir?
İçi doldurulmamış, çevresi keşfedilmemiş bir benlik, döngüyü yoran, insanlığı sekteye uğratan ve yaşantılarından dersler almayan insanların çoğalmasına vesile olacaklardır.
Alınyazısında yer alan acı (lar) her kimin hayatında gerçekleşiyorsa insana üstünlük katacaktır Yaşanması ve taşıması epey güç gerektiren hadise(ler) zamanla kuş tüyüne rakip olacak hafifliğe ulaşacaktır. Piramidin sonuna ulaşan insan, ellerini havaya açıp isyan etmeyecektir, varlığına ve karşılaştıklarına içten bağlılığını duyuracaktır.
Diğer tarafta bıraktığımız, içlerini ve üzerlerini doldurmayanlar, alınyazılarını olduğu gibi kabul edenler, yönlerini kaybedenler olarak mücadeleden yoksun insanlar mezarlığında sıradanlar olarak kalacaklardır.
Yön dediğimiz şey sınırlarımızı zorlamaktır.
Kader, bir sonra ki adım için yola çıkmamızı ister. Fakat her şeyi olduğu gibi kabul edip, adım atmak yerine kımıldamayanlar, yola koyuların rotalarında sıradan engeller olarak kalacaklardır.
Etiketler: felsefe
3 Yorum:
Bence yön verilebilir belli bir yere kadar. Bazı şeyler bizim elimizde, her şeye kader diyemeyiz diye düşünüyorum ben:) Kaleminize sağlık:)
Kaderi aklımızla anlamak pek mümkun değil ama her seçim bize ait
Merhabalar.
Kader farklı anlamları olmakla birlikte aynı zamanda yoruma da müsait olan bir kelime. Kaderi ele alış biçimine göre değerlendirmek gerekir. Sizin yazınıza göre, siz kaderi alın yazısı şeklinde ele almışınız, Tdk' da kaderi, "yazgı" ve "genellikle kaçınılmaz kötü talih" şeklinde ele alarak açıklamaktadır.
Bana göre kader, toplumda kabul gören bir alın yazısı ya da yazgı değildir. Kaçınılmaz kötü talih hiç değildir. Kader, Cenab-ı Allah tarafından insanların yaşamlarını düzenleyen bir ölçüdür, kanundur, nizamdır. Biz hayatımızı yaşarken yaratılan ölçüye, kanuna ve nizama göre yaşarız. Ama biz insanlar yaratıcı tarafından bize dayatılan bir hayatı değil, kendi hür irademizle kendimizin belirlediği bir hayatı yaşarız.
Kader hakkında tartışabilmek için bir kere kaderin adını doğru koymak gerekir. Kaderin adını doğru koyup tanımı da yapıldıktan sonra, herhalde kader artık tartışılan bir kelime ya da kavram olmaktan çıkacaktır.
Selam ve saygılarımla.
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa