Kendimle Söyleşi #2
insan anlamlı bir hayat için neler yapmalıdır?
Hayata anlam kazandırmaya çalışmak değerli bir atılım olarak görünse de aslında içten büyük zararlara gebe bırakacaktır. İnsan hayatı kendiliğinden anlamlı ve anlamsız bir yolculuğun içine girecektir. Her insanın hayatı bir bakıma anlam deryasında yüzmektedir. Buradan çıkartacağınız manalar neticesinde nerede ve hangi konumda olduğunuzu görebilirsiniz. Anlam kazandırmak için yapacağınız her şey hayatınıza anlam kazandırmaktan ziyade kendinizi geliştirmeye yarayacaktır. Gelişmiş bir kişilik, benlik hayata anlam sunmaz. Hayat, anlam yolunda hiçbir etkiye aldanmayarak ilerler. İnsan bu yolculukta etrafına gelişimlerini gösterebilir.
Anlamlı bir hayat kime ve neye göre diye de söylemeden edemeyeceğim. İnsanın anlamlı olmaya çalıştığı vakit belki de anlamsız bir görünüme veya fikre sahiptir. Bu bakımdan hayatı anlamlı gösterme çabasına girişmemekte fayda vardır.
Kuvvetli akıntıların arasında ilerleyen hayat, anlam deryasına girdiğinde yorgunluğunu gören bir '' anlam '' olursa kolundan tutup deryada bir müddet kalmasını sağlayacaktır. Kalacağı süre boyunca anlamlı olacaktır. Bizler de bu görkemli deryadan feyz alarak kendimizi geliştirme eğilimine gireriz. '' Anlam '' hayatın kolunu bıraktığında tüm gelişimler savrulmaya başlayacaktır.
Söylediklerinize göre anlamlı bir hayat bizimle mümkün değilse, ne diyedir yaşamak?
Bizler bir döngünün içerisinde yer alıyoruz. Yaşamın kılıfına girmek yerine kılıfa oturtulmuş bir yaşamın içerisinde kendimizi büyütüyoruz. Zaman bizim için yegane ilaç ve zehirdir. Geri dönüşü olmayan bir sürenin içerisinde devamlı ileriye doğru gidiyoruz. Dönüşlerimiz sadece hayalen mümkündür. Geride bıraktıklarımıza istediğimiz vakit gidemiyoruz. Zaman mümkün kıldığı sürece hatırlamaktayız. Biz insanlar dünyanın devinimini bir sonraki çağa göre ayarlıyoruz. Mekanlar, zamanlar, yaşananlar tamamıyla ileriye şekil vermektedir. Haliyle yaşamımız burada anlam kazanma eğilime sahip mi değil mi anlayamıyoruz. Zaman ve mekan hayatlarımıza anlam veya anlamlarla yükleyecektir. Bazen de yanımızdan geçip gidecektir. Varlığını bilinmeyen bir şeyin eksikliği de bilinmeyeceğine göre insanlar anlamsız yaşadıklarını kestiremeyeceklerdir. Kendilerini bir konuma oturtmak için sürekli mücadele içinde olacaklardır. Bu durum anlam arayışına girmektir.
Hiçbir insan anlamsız bir hayata sahip değildir. Her insan anlam mekanizmasına dokunmayı bilmez. Önceliği kendisi olanlar anlamlı olamazlar. İnsanlığın devinimine uyumlu olabilen her can, anlam kazanılmış hayata sahiptir.
Şu da bir gerçektir ki kimse hayatının anlamlı olup olmadığını bilemez. Bunu öğrenmenin yegane yolu dünyadan göçüp gitmekle mümkündür.
İnsan benliği iki farklı şekilde çalışır. Birisi doğal ikincisi doğal görünmeye çalışan ama hiç doğal olmayan bir benlik.
Doğal olanı kimse değiştiremez. Diğer yapıyı isteyen istediği gibi şekil verebilir ve de her şeyin kalıbına uyar. Bu biz insanların sahip olduğu yapıdır. Yapıyı insanlardan soyutlayıp sadece kendiniz besleyip büyüttüğünüzde zehirlenmeye başlarsınız. Bıraktığınızda da dışarıdaki insanların zehirli söylemlerini, davranışlarını taklit etmeye başlarsınız. İnsan doğasına yaklaşmak istedikçe doğasından uzaklaşır. İnsanlık gerçek ile duygu arasına sıkıştırılmış yaşamın içindedir. İnsan duygularla ayakta kalır, gerçeklikle ilerler.
Devam edecek.
Saygılar.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa