Umut arayışı
Gayesiz bir yaşamın insana kattığı en büyük yenilik, hiçliktir. değerin ve yargının yanından geçmeyen bir bedenin, iç yolculuğu pekala çıkmaz sokaklarla sınırlıdır. Dünyevi alana döndüğü vakit her yere ulaşabilecek özgürlüğe sahiptir ama imkanı yoktur. Ulaştığı yerlerin insana kattığı sevinçten, hevesten yoksundur. Her şeyi olacağına vararak görür ve hayatın küçük neşelerine ve büyük düşüncelerine yürüyecek imkanı yoktur. yorgundur.
Yaşamında yıkım olmayan bir insanın, insanlığa katacak bir değeri yoktur.
Benim burada naçizane düşüncem; her insanın yaşamı saygıyı hak eder. Sonuçta yaşamın çetrefilli yollarına her insan bir kez giriş yapmış kah o yoldan çıkmayı başarmış kah hala içerisinde çıkışlar aramayı bırakmamıştır. Bunlar önemli gelişmelerdir, ziyadesiyle insanı bir meşguliyetin içinde tutmaktadır.
Yazacaklarım, yaşadıklarını ulvi bir sıfata bürüyüp bununla övünenleredir.. Bu kişilerin kendi dışındakilere inanılmaz zararı dokunur. insana bedensel zararları dokunmasa da zihnen tahribata uğratırlar. Bu da şöyle gerçekleşir; bu kişiler sergiledikleri veya yansıttıkları tutumlar neticesinde ortaya bir profil çıkartırlar. Profil baştan sona hatalarla örülmüştür. Kişi yaşam mucizesini zehre döndürmüştür ve bunu da insanlara göstermeyi sürdürmüştür. Dışarıdan bakıldığında örnek alınacak bir model olmasa da, yapılmaması gereken davranışları bizlere gösterdiği için, takdir görmeyen bir karakter modelini yansıtmış olur. Üzücü ama ders alınası bir metot.
Konunun biraz dışına çıkmak istiyorum; hayalsiz bir yaşam da benliğin saygı tarafından yoksun bırakılmasına nedendir. İnsanın bunu anlamasının olasılığı pek azdır. Benliğinden habersiz her kişi yaşamın gereksiz yolculuğuna çıkmış kişilerdir. Bu kişilerin genelde bir elinde kalkan diğer elinde yanmayan meşale vardır. Umut arayışı burada yola çıkar.
Yürüdükleri yolları saran hafif esintilere gözlerine kapatarak karşılık verirler. Gözlerini açtıklarında da uzaklarda bulanık görünen '' isteklerin '' kendilerini beklediklerini sanarak koşmaya başlarlar. Yaklaştıkça isteklerin her biri kaybolmaya başlar. Sonunda da hafif esinti yüzlerine tokat gibi çarpar. Hayal, ruhun en önemli besleyicisidir.
Hayalden mahrum bırakılan ruh, ruhsuzluğun merakına düşer. Ruh, çetrefilli ve değerli yola sırt dönerek, ellerinde kalkan ve meşale tutanların arasına karışmak için beden sahibini sürüklemeye başlar. Ruh, ruhsuzluğa yaklaşıyordur.
Aslında iki konuda birbirleriyle iniltilidir. Al birini vur ötekini misaline denk örneklerdir.
İnsanın gayesi, hayalinin veya hayallerinin ellerinden tutar.
Etiketler: felsefe
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa