insanın ürpermesi bu yüzdendir...
güneş gökyüzünde,
kahırlar gönüllerde,
saatlik dilime sıkışmış haberler
günümüzü mahvedecek
şeylerden söz edecekler
savaşlar,
cinayetler
intiharlar
ölenler öldüğüyle kalacak,
sağ kalanlar,
ölüm yolları arayacaklar
bir şükrün içinde saklıdır hayatın reçetesi
bilsek de zor gelir yüreğimize merhem çalınması
engeli olmayan yollar, hedeflerdir
sığ düşünceye hapsolmuş hayaller
uzun yollardan korkarlar
bir köşeye sinmek gibidir, hayattan ürkmek.
beni benden başka kim anlayabilir,
ne diyedir o vakit başkalarına hizmet etmeler
gönül okşayan bir kelimenin müptelası olmak niyedir
insanlık onurunun ağırlığını hafifletmenin kazanımı nedir
coğrafyalar talan edilir,
gönüller tarumar edilir,
yarınlar hayalsiz bırakılır,
bugünler cehenneme komşu edilir
dünler özlemden uzaklaştırılır
kimdir, bizi bizden öteye götüren(ler)?
Adın sanı bilinmeyenler,
zaman geçmeden adına sanına neden anlamlar verilir?
ben, benden öteye gidemezken,
ben, benden öteye gidemezken,
onlar için yol kat etmem niyedir?
Karanlığa bulanmış ışığımızı,
karanlığın içerisinde rol alan
kötülüklere gönül bağlayarak aramak nedendir?
kim mutlu edebilir beni benden başka
beri gel ben, beri gel.
insanlığın tek dili sevgidir,
mutluluk, sevginin nefesidir
aşk ise Yaradan ile aradaki manadır
Sevgi, aşkın huzurudur
huzur ne zaman aşka döner,
o zaman başımızı göğe kaldırırız,
bazen de aynada kendimize bakarız
biliriz ki oradadır, benden gayri bana sır olan ben.
çözülmesi güçtür,
anlamı ağırdır; omuzlar taşıyamaz, sırtlar külfetin altından kalkamaz
ancak yaralı da olsa ayaklanır can,
bilir,
bilinmezliği taşıdığını...
anlam arayışına girdiğinde can,
canan olur tüm acılara, hüzünlere...
nerededir diye sokaklara sapma
bulurum diye arı misali her insanın ziyaretçisi olma
insan,
olunmaz, kalınır...
İnsan hüzünle ve acıyla yola çıktığında,
tüm yollar önüne açılır.
engeller kendiliğinden çözülür...
insan, öz manasına ulaşmıştır...
manalar acılarda gizlidir,
hüzünlerde saklıdır
bir hazinedir insan,
çözebilen,
öze ulaşır
sıcaklığı hisseder...
maneviyat ayyuka çıkar,
maddeler ayaklar altında kalır.
değerler soyunur ve ham kalır.
insanın özünde saklıdır ham değerler.
kılıflar,
duygulara giydirilir
o yüzdendir hiçbir duyguyu tam manasıyla yaşayamamamız
duygular saklanmaz;
ne vakit insan, duygularını örtüler
o an,
duygular hasrete sarılır ve sıcaklıklarını soğuklukla değiştirirler
anlamalıyız ki insanın ürpermesi bu yüzdendir...