Kayıtlar

Ağustos, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

muhtelif duygular;

Günümüz dünyası düşüncelerin öneminden kopartılmış vaziyettedir. Zihnin harmanladığı ve zamanın da süreç olarak yardımcı olduğu bu anlayış türünden hızla uzaklaştırılmış durumdadır. İleriye atılması istenilen adımların yere mıhlandığından habersiz olanlar mesafeleri kat ettiklerini sanırlar. Muhtelif duyguların hışmına uğradıklarından da bihaberdirler.  Muhtelif duyguların izdihamından nasıl habersiz kalabilirler?  Dış etkenlerin görkemine veya ihtişamına bağımlı kaldıklarından Kendilerini yeşertip büyütecek atılımların ( düşüncelerin ) uzağında, düşünceyi zahmet olarak gördüklerinden Çevrelerinde gerçekleşen hadiselere kulak tıkanmasından ve empati sezgilerinin duygudan yoksun kişilerde hissetmeye çalışmalarından Kendi olurlarının, kalitelerinin nasıl bir alanda boy gösterdiğini merak etmekten ziyade, başkalarının söylemlerine kanarak yeni imaj arayışına büründüklerinden Özü ve sadeliği temsil eden benliği, ben merkezli insanların yörüngelerine teslim ettiklerinden .... bu sı...

Kalbin söz hakkı;

   Birliktelikler kalp kazanımlarıyla gerçekleşen davranış biçimleri değildir. Birliktelik dediğimiz anlayış beklentilerden meydana gelir. Genel manada sevgisinin gücünü ve de büyüklüğünü öğrenme isteğine tutulanlar aldatmacalara meyillilerdir. Onların düşüncelerini manipüle etmenin kolaylığı bu gibi '' güç ve büyüklük '' beklentileriyle kendini ortaya çıkartır.    Bundan önceki yazımda beyan ettiğim gibi kalp (gönül ) insanlarla doldurulmamalıdır. Gidenlerin ve gelenlerin haddi hesabı olmayan bir kalabalığı görmüş gönüller '' güç ve büyüklük '' arayışına girmesine normaldir. Kalbin söz hakkını kendiyle bütünleştirenler birlikteliklerin eksikliğini yaşarlar. Çünkü kalbin dili artık lisanlarına bulaşmıştır. Oysa kalbin dilini dinlemekle ve ayak uydurmakla devam edilmesi gerekirken, kalplerinde kendi sesini duyanlar birlikteliklere tutsak kalırlar.      Dil, lisanla bütündür. Bu bütünlüğün bozulması insanların oburluğuyla gerçekleşir. Her türden oburlukt...

Kalbin kırılması;

   Kalbinizi avuntularla, umutlarla doldurursanız hassaslaşmasına vesile olursunuz. Suçluyu dışarıda aramaktan da kendinizi alıkoyamazsınız. Çünkü gönül teselli aramaya koyulur... Sebebi olan kırılmaların can izin verdiği müddetçe gerçekleştiğini bilir. Haliyle bunun gerçekliğini ortadan kaldırmak isteyecektir. Görünürde suçlu olarak ifşa edilecekler çoktur. Ancak bu hüzünlü bir aldatmacadır. Zira insan kendini tanıyamadığından ötürü gönlünü ümitlerle, avuntularla doldurur.    Hayatınıza her gelenin başkalarından aldıklarını size bırakacaklarını unutmamalısınız. Gelenlerin bekleyenlerden kaçmak için yola çıktığını aklımızın bir köşesinde tutmalıyız. Her gelen yük mü bırakır derseniz, evet... Bir gün bakarsınız gönlünüze misafir ettiğiniz ya da ettikleriniz size iyi gelmeye başlarlar. Birilerinin size iyi geldiğini düşündüğünüzde aslında eksikliğinizin tamamlandığını fark etmiş olmalısınız. Gönlünüzün kapılarını ve pencerelerini kimseler misafir ettiğinizi(ettiklerini...

Haddini bilememek;

   İnsan gamsız olduğu kadar merhamet sahibidir. Hiçbir insanın özüne tam anlamıyla ulaşamayız ve anlayamayız. Yaşamın sunduğu ağır ve acılı süreçler insanın deneyimler kazanmasına sebebiyet verir. Sınavın mücadelesini verenlerdenseniz insanları biraz da olsa anlayabilirsiniz. Fakat bu sürecin doğurduğu kasveti her beden kaldıramaz. Yol boyunca insanları kaldırımlara fırlatır, yerlerde sürükler. Merakına ve iradesine boyun eğenler sınavın sonunu getirmeye çalışırlar. Aslında hiçbir sınavın sonu yoktur; ölüm dışında. Yaşam içinde kalınan her an, anlık mücadelelerle doludur.     Nelerle karşılaşacağımızın muallak olduğu alemde sınırları ihlal etmek gamsızlığın bir örneğidir. Gamsız insanlar hayatın gerçekliğinden habersizlerdir. Aslında tek gerçekliğin öte alem olduğu konusunda hemfikirizdir. Ancak insanın bir sınava tabii tutulma alanı olduğu bu yer, sınırların korunduğu alemdir.     İnsanın gamsız olduğu kadar merhametli olması durumuna şöyle deği...