EDWIN LEFEVRE - BİR BORSA SPEKÜLATÖRÜNÜN ANILARI DIOGENES IAERTIUS - ÜNLÜ FİLOZOFLARIN YAŞAMLARI ve ÖĞRETİLERİ CARL GUSTAV JUNG - MODERN PSİKOLOJİNİN TARİHİ MARTIN HEIDEGGER - DÜŞÜNMEK NE DEMEK / VARLIK ve ZAMAN SOREN KİERKEGAARD - YA / YADA Bu ay almayı planladığım kitaplar. Şöyle bir hesaplama yapma gereksinimi duyunca tatsız bir durumla karşılaşıyorum. Ufaktan tadımı kaçıran mesele listedeki kitapların toplam fiyatının 700 küsür TL olması. 5- 6 kitaba vereceğim bu paraya üzülenler olabilir …
- Her şeyin suçlusu ben miyim ? - diye aklından geçirdiğinde bir ses duydu. Arkasını döndü. Orta boylu, bodur, derin kırışıkları yüzünde taşıyan yaşlı bir adamın kendisine gülümsediğini gördü. Karşılık verme adına yüzünü germeye hazırlandığı sırada yaşlı adam kayboldu. Şaşkınlığa giren kahramanımız iki adım ileri gitti. Sağa sola sonra arkasına bakındı. - İyi değilim - dedi ve ardına dönüp evin yolunu tuttuğunda arkasına bakmaktan da kendini alıkoymadı. Evine vardığında pencereden dışarıyı seyretti. Cılız insan topluluğu günün koşuşturmala…
Fotoğrafın alındığı profil Benim hayatla olan bağımı teslim eden tek soyut gerçeklik , '' yaşama umudumdur. '' Soyutluk gözle görülmese de ruhen hissedildiğinde '' somutluğa eş değerdir. '' Peki bu yaşama umudu dediğim gerçekliğe ne denli sarılıyor ve koruyorum? Şöyle bakınca sarılmaktan ve korumaktan ziyade yanımda durmasına kayıtsız kalıyor ve görmezden geliyorum. Fakat ileri bir adım attığında yer yerinden oynuyor, ortalığı ayağa kaldırıyor ve olduğ…
Bugün biraz da hiçbir şey olmamış gibi kalktım. Ülkeyi etkisi altına alan depremin üzerinden geçen günler gittikçe acısını bizlerde azaltmaya başladı. Tepkisel olarak olaylara gösterdiğimiz reaksiyonlar insancıldı. Bir ara üzerimizi saran kara bulutun hiç geçmeyeceğini düşündüm. Gerçi afetin içinde bulunanlar için bir ömür geçmeyeceği kesin ama bizler yani olayın dışında kalanlar bir şükürle bulutlardan kurtulacak. Depremlere gebe ülke olmamıza rağmen sanki doğal afetin karşısında hiçbir tedbirin ve önlemin etkili olmayacağına inandırılarak ya…
Derinlerimde, ulaşılması zor yerlerde çığlıklar eşliğinde yükselen şarkıların mırıltılarını duyabiliyorum. Keşfine çıkmaktan korktuğum derinliğimden arşa yükselen bu sesleri daha iyi dinlemek için karanlığa giriyorum. Karamsarlığın timsali olan karanlıklardan söz etmiyorum. Piyano tuşlarından yükselen sesleri andıran çığlıkları en iyi resmedecek ve anlamamı sağlayacak yerdir, karanlıklar. Sabahın ilk ışığı sokağa dökülmeden ben çoktan ayaklanmış, ellerimi ceplerime yerleştirmiş, sırtıma vuran ayazın o iç ürperten soğuğundan kaçma adına başımı…
Kevin Adams’ın “Life Time” adlı çalışması. İnsanın kendini keşfetmesi yalnızlığıyla ödüllendirilmemelidir. Keşif, insanların arasında parlamaya çalışmaktır. Sessizliğin hakim olduğu yerde ses olmaktır. Yokuş yukarı çıkarken yokuş aşağı koşarcasına ilerlemektir. Hayatı bir gaye değil de gaye edinmeyi hayat edinilmeli. Yüklerinizin azalması zıtlıklarla mümkündür. Olağan şeyleri anlamlı görmeye başladığınızda yıpranırsınız. Zira mücadeleyi yanlış yerde veriyorsunuzdur. Aklınızı bulandırmayan, sizi ürkütmeyen …
Algıya teslim olmak; Bildiğimizi sandığımız ama hiçbir şekilde bilgimize yansımayan algılarla o kadar içli dışlı olmuşuz ki, fikrimizin dışındaki her olguyu '' yanlış ve de hatalı '' imgesiyle damgalıyoruz. Oysa bildiğimiz kadar varız tezinin oluşturduğu gerçeğe bir kavuşabilsek sadece dünyanın bir algıdan ibaret olduğunu kavrayacağız. Ancak bizler algıyı '' gerçek '' olarak bildiğimizden ötürü kayıplarımızın pek değeri olmuyor. Topluma nifak tohumu ekmenin algılarla mümkün olduğunu bilmemize rağmen, dayatılan …