Kimselere haber vermeden hazırlanıp en yakın otogara yürüyerek gidip bir bilet alıp otobüsün gelmesiyle bu şehirden gitmek istiyorum. Meselem insanlar değil, sorunlarım hiç değil. İçimden geçenlere seyirci kalmaya tahammülüm kalmadı. Adını koymadığım bu yolculukların birinde de varlığımı içime atıp yollara koyulmak istiyorum. Kimselerin yüzüne bakasım gelmediği gibi aynada tanık olduğum yüzüme de sırt çevirdim. Bu benimle ya da insanlıkla olan bir kavgam değil. Bu kendimi bulma yolculuğudur. Neresinden tutarsam tutayım elimde kaldığına şahit …
insan anlamlı bir hayat için neler yapmalıdır? Hayata anlam kazandırmaya çalışmak değerli bir atılım olarak görünse de aslında içten büyük zararlara gebe bırakacaktır. İnsan hayatı kendiliğinden anlamlı ve anlamsız bir yolculuğun içine girecektir. Her insanın hayatı bir bakıma anlam deryasında yüzmektedir. Buradan çıkartacağınız manalar neticesinde nerede ve hangi konumda olduğunuzu görebilirsiniz. Anlam kazandırmak için yapacağınız her şey hayatınıza anlam kazandırmaktan ziyade kendinizi geliştirmeye yarayacaktır. Gelişmiş bir kişilik, benli…
Baktığımızda değerli bilinen şeylerin arkasında kalabalıklar olduğu görülüyor? Öyleyse değersiz olan bir şey de çoğunluk sayesinde değerli olmaz mı ? Değer yargılarının neyi ima ettiğiyle orantılıdır. Başkalarının değerli gördüğü şey başka kutuplar için değersiz olabilir. Bu bakımdan değerin önemi değer verenlerin nezdinde kıymetlidir. Döneminin en vahşi insanı olarak adlandırılan Hitler, Avrupa için korkulan ve değer gösterilmeyi hak etmeyen bir kişi olarak bilinirken, kendi halkının büyük çoğunluğu tarafından değer görüyordu. Toplum değer ya…
Donanımlı insan modeline ulaşmak için aşılması gereken o yolların hangisinde ayakta durabiliriz? Şöyle düşününce zorlayıcı yanı olmasına rağmen ileri dönemlerde insana müthiş haz ve güven aşılayan bir eylemin, insan ruhuna ve bedenine sunduğu o ihtişamdan mahrum kalmak... Devlet mekanizmasının insanlar üzerinde sergilediği '' ideoloji '' argümanı düşünmekten, algılamaktan ve de sorgulamaktan uzak tuttuğu kadar insanı kendisinden uzaklaşmasına vesile olmaktadır. Bunun farkında olanlar bataklıktan çıkmak için çırpınırken diğerler…
Fotoğrafın alındığı profil Hepimiz mutsuzluktan kaçıyoruz. Oysa, mutluluğun karşısındaki tek gerçek duygudur mutsuzluk . Kısa süreli hatta anlık gerçekleşen olayların (mutlulukların) '' bekleyeni '' olmak yaşamınıza an itibariyle saygısızlığı enjekte etmek değil midir? Ziyadesiyle mutsuzluk, bir bakıma mutluluğun gerçek yüzü değil midir? Mutluluk, bir anlamla bütünleştiğinde '' değerli '' olacaktır. Mutluluğun tek başına bir anlam ifade ettiğine tanık olunmamıştır ve mut…
Sınırını bilmeyen insanların çoğalmasına mı yoksa her konuya pata küte girerek patavatsızlık yapanlara mı meydan okumalıyız? Hangisini düzeltmeliyiz? Belki de en iyisi uzak durup, görmezden gelmektir. Fakat uzak durmak, sessiz kalmak herkesin yapabileceği bir şey değildir. Zira bu tipteki insanların hayatımızın bir bölümünde her daim karşımıza çıkacak olmaları ileride '' katlanma '' evresine girmemize neden olmayacak mıdır? Birilerinin '' davranışlarını '' kabullenmek kadar aciz bir durum olamaz diye düşünüyor…
- Sanıyorlar ki sessizliğimle mutluyum. Konuşmaya başladığımda bilmiyorlar ki altında kalacaklar. Öyle küçük harflerle konuşmayacağımı biliyorum. Alışkın olmadıkları için susuyorum. Sessizliğimle kalarak kendimi büyütüyorum. İnsanlara inancım kalmadı, güvenim ise hiç kalmadı. İsmi güven olan herkesi öldürmek istiyorum. Bir kelimenin insanda bıraktığı zayiatları görmemek zor olmasa gerek. İnsanların yüzleri... Herkes umutsuz, yarınsız, huzursuz... Herkesin dalı kırılmış, herkesin öfkesinin közü altında kalmış. Kimse ağzını açıp konuşmaya cesare…