Ne yana gidersem gideyim, hep aynı yerdeyim. Kime ne anlatsam, söze başladığım o ilk cümledeyim. Bir çıkar yol bulamıyorum. Her yolu deniyorum ama bir türlü o yola ulaşamıyorum. Yardımcı ol hayat, yardımcı ol Rabbim. Yıkılmadım! Zelzeleleri titrek bacaklarımla alt etmeye çalışıyorum. Ben, güçsüz değilim. Beni sakın bedbaht olarak tanımlamayın. Ayaklarım yere değiyor, her ne kadar kana bulamış olsa da tabanlarım. Adresim yoktur. Bazen dizlerimi karnıma çekerek izbe bir yerde soğuğa direnirim bazen de bir caminin avlusuna ruhsuz bedenim…
Profilin alındığı fotoğraf Ben yaşadığım yerin modeliyimdir. Evin içinde edindiğim, gördüğüm ve tecrübe ettiğim davranış, görüş ve düşünce modelleridir sözünü ettiklerim. Sokakta gördüğüm ve uzun yıllardır tanık kaldığım ekran görselleri bir nebze de olsa içimde yer edinmiş olabilir fakat geniş bir alana dağılmasına izin vermedim, veremezdim. Bu büyük meseledir. Şayet sırtımı evin dışına çevirdiğimde gördüğüm, tanık olduğum ve edindiğim tüm kapalı kapılar ardındaki modeller bir bakıma değersizleşecek haliyle kendimi duygusuz bırakmama neden ol…
Anlatmak istediklerimizin fazlalaştığının farkındayım. Herkes sessizliğe dönüp, kendilerine sesleniyor. Kimileri duyuyor, kimileri hala sağır. Kimileri de seslerinin yankılarına aldırış etmeden başkalarının seslerine aldanarak yollarını kaybediyorlar. Güçlü görünmeye çalıştıkça zayıflıklar ortaya çıkarak danslar ediyor, mırıldanarak bir şeyler söylüyorlar. Duyuyoruz ama anlayamıyoruz. O şeylerin ne olduğunun önemi yok, sonuçta herkes birbirinin sağırı olmuş vaziyette. Büyük harflerimiz dağları kıskandıracak boyutlara ulaşmasına rağmen dilimiz…
Ne yana bakarsak bakalım hep bir kırgınlık, huzursuzluk boy gösteriyor. Güzelliğin ve sevincin gösterisini sunanlar perdenin arkasında ağlıyorlar. Herkes bir bakıma '' güçlü '' görünmeye çalışıyor ama ardından bakıldığında sırtlarında yüzlerce hançerler görünüyor. Diğer tarafa bakıyorsun, başını yerlerden kaldırmayan bir yığın insanlar var. Hepsi kendi derinliklerinin aşmış, evrenin boşluğuna gözlerini dikmişler ve sonu gelmeyecek çukurun dibini aramaya çalışıyorlar. Herkes kaçıyor. Herkes birbirlerinden uzaklaşıyor. Kimse, özü…
Hayat yoluna devam ederken, bizlerin maruz kaldığı olaylar için bekleme yapmayacağı gibi yetişmekten başka çaremiz kalmıyor. Bazen büyük parçalarımızı ardımızda bıraksak da geri dönüşü olmayacağından dolayı içimiz kan ağlıyor. Bu kabulleniş en büyük acılardandır. Zaman, inanılmaz şekilde hızlı ilerliyor. Bizler bunun pek farkına varmıyoruz. Günlük yaşamın sunduğu olağanlıklar, zaman kavramından kopmamıza ve akabinde zamanın nasıl geçtiği konusunda şaşkınlıklar içinde kalmamıza sebep oluyor. Geçmişe baktığımızda gençliklerinde müthiş donanıma …
İnsanlık olarak çok kirlenmiş vaziyetteyiz. Gün geçmiyor ki insanlık onuruna zede vurmayacak bir meseleyle güne uyanmayalım. Nereden başlayacağımı da bilmiyorum. Olaylara hangi pencereden bakarsak bakalım, bir tiksinti bir mide bulantısı hakim olmuş vaziyette. Güzel şeyler düşünmek ve gerçekleştirmek istedikçe sanki bu suçmuş gibi ve yaşananlara karşısında sessiz kalmışız da cezalandırmak için gözlerimizin önüne devamlı geliyor. Gamsız olup yaşananlara sırt çevirmek pekala herkesin isteyeceği bir şeydir ama gelin görün ki bazen bu durum bizler…
Birkaç gündür internet üzerinden kitap siparişi vermek için araştırmalar yapıyorum. Üzerinde durduğum '' felsefe ve psikoloji '' alanındaki kitapları daha ucuza nereden alırım diye günlerdir bir oraya bir buraya bakıyorum. Memleketin meselelerini göz önüne getirince kitapların ucuzlayacak hali olmadığını anlayabiliyorum ancak en azından bu kadar fahiş fiyatlarla raflarda olmaması gerektiğini savunuyorum. Kitap okunanın insanları bir nebze kendi iç dünyalarına döndürdüğü ve gelişimlerini daha sağlıklı bir düzeye çıkardığını bili…