İnsanların yüzlerini bu denli kasvet sarması normal midir? Nedendir, herkes bir telaş içerisinde yollarında ilerliyor. Kimsenin, tanımadığı bir kişinin gülümseyişine tahammül gösterecek vakti de mi yok? Gördüğüm bu insanlardan nelerin çalındığından bihaberler... Ben iyiyim. En kötüsü kendimdeyim. Kimsenin telaş ağacına konup oradan beslenecek durumda değilim. Kaygıya gerek duymama sebep olarak bir yaşamın içinde bulunmuyorum. Beni kahreden meselelerden birisi de güçlü görünmemelerine rağmen güçlü görünme çabası içerisinde olmalarıdır. İnsan d…
Anlatacaklarım sizleri üzüntüye davet edebilir. Haşa gönlümdeki yaraları Allah'ın nimeti olan nefesiyle dindirdim. Bir gece uykumdan uyandığımda gecenin içerisindeki o aydınlık gölge başını kalbime yaslayıp '' buradaki dünyayı iyi koru olur mu? Dünya kötülerin eline geçti. Seni de ele geçirmesinler '' dedi ve gözlerimin önünden kayboldu. Işıltısı gidişinin ardından havaya süzüldü. Beyaz olan renkler bir anda rengarenk oldu. Ellerimi uzatıp renkleri avuçlarımda toplayamadım. Yıllardır kendime gelemedim. Yalnız kalmayı seçtim…
Ne yana gidersem gideyim, hep aynı yerdeyim. Kime ne anlatsam, söze başladığım o ilk cümledeyim. Bir çıkar yol bulamıyorum. Her yolu deniyorum ama bir türlü o yola ulaşamıyorum. Yardımcı ol hayat, yardımcı ol Rabbim. Yıkılmadım! Zelzeleleri titrek bacaklarımla alt etmeye çalışıyorum. Ben, güçsüz değilim. Beni sakın bedbaht olarak tanımlamayın. Ayaklarım yere değiyor, her ne kadar kana bulamış olsa da tabanlarım. Adresim yoktur. Bazen dizlerimi karnıma çekerek izbe bir yerde soğuğa direnirim bazen de bir caminin avlusuna ruhsuz bedenim…
Profilin alındığı fotoğraf Ben yaşadığım yerin modeliyimdir. Evin içinde edindiğim, gördüğüm ve tecrübe ettiğim davranış, görüş ve düşünce modelleridir sözünü ettiklerim. Sokakta gördüğüm ve uzun yıllardır tanık kaldığım ekran görselleri bir nebze de olsa içimde yer edinmiş olabilir fakat geniş bir alana dağılmasına izin vermedim, veremezdim. Bu büyük meseledir. Şayet sırtımı evin dışına çevirdiğimde gördüğüm, tanık olduğum ve edindiğim tüm kapalı kapılar ardındaki modeller bir bakıma değersizleşecek haliyle kendimi duygusuz bırakmama neden ol…
Anlatmak istediklerimizin fazlalaştığının farkındayım. Herkes sessizliğe dönüp, kendilerine sesleniyor. Kimileri duyuyor, kimileri hala sağır. Kimileri de seslerinin yankılarına aldırış etmeden başkalarının seslerine aldanarak yollarını kaybediyorlar. Güçlü görünmeye çalıştıkça zayıflıklar ortaya çıkarak danslar ediyor, mırıldanarak bir şeyler söylüyorlar. Duyuyoruz ama anlayamıyoruz. O şeylerin ne olduğunun önemi yok, sonuçta herkes birbirinin sağırı olmuş vaziyette. Büyük harflerimiz dağları kıskandıracak boyutlara ulaşmasına rağmen dilimiz…
Ne yana bakarsak bakalım hep bir kırgınlık, huzursuzluk boy gösteriyor. Güzelliğin ve sevincin gösterisini sunanlar perdenin arkasında ağlıyorlar. Herkes bir bakıma '' güçlü '' görünmeye çalışıyor ama ardından bakıldığında sırtlarında yüzlerce hançerler görünüyor. Diğer tarafa bakıyorsun, başını yerlerden kaldırmayan bir yığın insanlar var. Hepsi kendi derinliklerinin aşmış, evrenin boşluğuna gözlerini dikmişler ve sonu gelmeyecek çukurun dibini aramaya çalışıyorlar. Herkes kaçıyor. Herkes birbirlerinden uzaklaşıyor. Kimse, özü…
Hayat yoluna devam ederken, bizlerin maruz kaldığı olaylar için bekleme yapmayacağı gibi yetişmekten başka çaremiz kalmıyor. Bazen büyük parçalarımızı ardımızda bıraksak da geri dönüşü olmayacağından dolayı içimiz kan ağlıyor. Bu kabulleniş en büyük acılardandır. Zaman, inanılmaz şekilde hızlı ilerliyor. Bizler bunun pek farkına varmıyoruz. Günlük yaşamın sunduğu olağanlıklar, zaman kavramından kopmamıza ve akabinde zamanın nasıl geçtiği konusunda şaşkınlıklar içinde kalmamıza sebep oluyor. Geçmişe baktığımızda gençliklerinde müthiş donanıma …