Dev ve Kaptan





Yolun karşısındaki adamın boyu ve görüntüsü diğer insanlara nazaran daha bir farklıydı. Adımları geniş, kolları kısaydı. Başı sahip ve ileriye bakıyordu. Yolunun üzerinde hadiseler gerçekleştiğinde dönüp bakmıyordu. Boyu uzun, omuzları abartıya varacak kadar genişti. Karşısında bir insanın duracağını düşünmüyorum. Yolun karşısından peşinde takıldığım bu adamın yanına gitmek için yola atıldım. Bir aracın yolda belirmesiyle karşı yola geçmek zorlaştı. Arabalar peşi sıra istikametlerinde ilerliyordu. 

Adam sabitlediği bakışın karşı tarafa benim olduğum yöne çevirdi ardından ara sokağa sapınca gözden kayboldu. Peşinde gitmeliydim ama arabalardan geçmek zordu. Her şeyi göze alarak yola atıldım. Arabaların arasında adeta vals yaparcasına geçtim. Korkuyla giriştiğim mücadelenin sonunda dinlenmeden köşeyi döndüm. Adam adeta yüzlerce metre fark atmıştı. Bir insanın yürüyerek bu kadar sürede bu mesafeye ulaşacağını sanmıyorum. Adam farklıydı. Adımları ise genişti. Adamı yermemin ve onu bir kıyaslama içerisine almamın anlamı yoktu. Tabanlarımı yere hızlı hızlı değdirerek peşine takıldım. Yakalamak güçtü. İnsanlar bir akımla ara sokaklardan, binalardan ve dükkanlardan çıkmaya başlayınca adamın görüntüsü silikleşti. Uzun boyuna ve orantısız vücut yapısına rağmen insanların arasından seçilmesi güçtü. 

Bir taşın üzerinde oturdum. Gözlerimi ovuşturdum. Ne yapıyordum? Tanımadığım birisinin peşine takılmıştım. Beni ne cezbetmiş olabilirdi? 

Dinlendikten sonra kalkmaya hazırlanırken sırtıma bir şeyin düştüğünü sanarak öne atıldım ve bağırdım. Çevredekiler arkamda duran adamın beni rahatsız ettiğini sanarak üzerlerine yürümek istedilerse hepsi bir yerden sonra geri adım attılar. 

Adam gülümsedi ve ince sesiyle,
'' korkutmak istemedim. beni tanıyor musunuz? '' dedi

Ne diyecektim?
İlk kez gördüğüm birinin arkasına takılmıştım.

- Hayır, tanımıyorum.

Adam tekrar gülümsedi.
'' Gayri ihtiyarı bedenen büyük, ruhen çocuksu biriyim '' dedi

Geniş cüssesine aldırış etmeden sıkıca sarılmak istedim. Bir çocuğun sıcaklığını yansıtıyordu. 

Adam devam etti
'' ben kaybolmuş birisiyim. kendimden başka kimselerim yok. hızlı yürürüm, yorulmam. adımı bilmiyorum. Tanıyanlar bana dev diye seslenir. eşya taşırım, annelerin poşetlerini taşırım bana meyve verirler. babaların yanına gidince güçlü olurum. arkadaşlarım yok ama küçük oyuncaklarım var mahallede. ''

Eliyle takip etmeye başladığımız yeri göstererek. 

'' sesleri bana benziyor ama küçükler. dev onların yanında gülüyor, yere oturuyor öyle oynar. Onların isimleri var. Onlara benzeyenler yanlarına gelip götürürler. Bana kimse benzemez. Üzülürüm. '' 

Yanına yaklaşmak için adımlarını hızlandırdım. Devin dibine yaklaştığımda başını adeta havaya kaldırmak zorunda kaldım. Dev geniş burun delikleri ve öne uzanan çene kemiğiyle karşı karşıya gelince ürkerek bir adım geriye gittim. Aslında korkmuyordum sadece zarar vereceğinden çekiniyordum. Geniş cüssesi olması ve orantısız bir yapıya sahip olması onu güçlü gösterse de ruhen çocuktan farksızdı. 

Adam denizi gösteren caddeye doğru elini kaldırdı.

'' bir baba denizden geldin dedi. Denizi severim. Büyük oyuncakları seyrederim. '' 
Eliyle gözünü kapattı. Diğer elini havada tuttu.

'' böyle yapınca büyük oyuncakları ben sürüyorum '' dedi. 

Sonra olanca sesiyle bağırmaya başladı. Neye uğradığımı şaşırdım, doğru yalpaladım. 

Adam ellerini öne doğru uzatarak caddenin sonundaki binanın ucundan bir geminin pruvasını göründüğüne şahit oldum. Adam koşmaya başladı. İnsanlar sağa sola saçılıyordu. Dükkanlardan çıkan bazı kişiler adamın arkasından sesleniyordu. Bazıları onunla beraber koşuyordu. Yetişmek ne hacetti.

Meraklı adımlarla ileriye atılarak devin yerde bıraktığı ayak izlerine basarak onun adımlarına denk gelecek şekilde koşmaya çalıştım. Yolun sonuna vardığımda dev iskelenin önündeki demirlere gövdesini yaslamış ellerini ileriye doğru uzatmıştı. Belinden, ayaklarından tutan onlarca insanlar tüm kuvvetleriyle çekiştiriyordu. Ayağını zorlanmadan oynattığında adamlar yerde dönüyordu. 

Gemiden çıkan siren sesi adamın sesini bastırdı. Adam hayran gözlerle büyük oyuncağını bir elini gözünün önüne getirerek hayalen oynuyormuş gibi hareketler yapıyordu.

Bembeyaz elbisesiyle geminin üzerinde beliren kaptanı gören adam adeta çocuklaşmaya başladı. Belini, ayaklarını saran insanlar kaptanı görünce kuvvetle sarıldıkları uzuvları bıraktılar. Adam kımıldamadan sadece kaptana duygu dolu gözlerle bakıyordu. 

Kaptan elini önce salladı sonra adama doğru uzattı. Dev adam da elini çocuksu heyecanıyla salladı. Kaptan uzattığı eliyle limanı gösterince dev adam arkasında duran insanlara önce gülümsedi sonra dokundu ardından limana doğru uysal adımlarla ilerledi. Yol boyunca kaptana bakıyor, el sallıyor, gülümsüyor sonra tekrar bakıyor, el sallıyordu.. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİM ETKİNLİĞİ

kimseler duymadı

göğün ve yerin arasına sıkışmış bir can II