Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Alışma huyuna sahip;

Alışma huyuna sahip insanların kahredici bir huzursuzlukları vardır. Kendilerine sunulan veya yapılan şeylerin '' güzel ya da iyi '' geldiğini anladıklarında bunun mahcubiyetini taşımaktan mahrumdurlar. Çıkarcı insanın bir başka hali diyebilirim.  Genelde alışmaya meyilli olduklarından ötürü şayet hayatlarında birileri varsa onları bu düzlemde yıpratmakla kalmaz, kendilerinden tiksindirmekten geri kalmazlar. Merhamet ve vicdan sahibi insanlar bunları hayatlarında tuttukları müddetçe zehirlenmeye müsaitlerdir. Bu da bir alışma durumudur...  Yanlışı, hatası olanlara gösterilen toleranslar sınırlı olmalıdır. Karşıdaki insanın '' sizin '' davranışlarınız ve söylemlerinizle kendilerini ne konumda gördüklerini anlamaları sağlanmalıdır.  Şayet sağlanmazsa vahametlerini yıkmaya devam ederler. Çünkü o kişilerin karşılarındaki insanların '' kendilerine '' yaptıkları şeyin bir merhamet veya vicdan süzgecinden geçtiğini düşünmezler. Kendilerine yapıl...

Beklenmedik Bir Yolculuk

İnsan ne yöne gideceğini bilmediği beklenmedik yolculuğa girmiş olur ve bu yolculuk genelde ruhsal ve düşünsel olarak gelişimlerine büyük etki uyandırmaktadır. İnsan hayatı içinde gizemler ve vesileler barındırır. Her gizem bir vesileye ya da her vesile bir gizeme yolculuktur. Kararlı veya istikrarlı olmak bazen insanı tüketebilir. Olağan bir düzenin içerisinde beklenmedik güzelliklerle veya hüzünlerle birlikte yaşamaktayız. Ne zaman bunlara sırt dönüp kendimizi olağanın dışına atmak isteriz o zaman yolculuğa çıkan yığınla insanlar görürüz. Hiçbir yolculuk insanın kendisine yapacağı yolculuk kadar değerli değildir. Her başın ağrıdığında, her gönlün yandığında sokak sokak gezip çıkış yolları aramaya girişmek çıkmaz yollara atılmış adımlardır. Nereye gidersen git başa geri döneceksindir. Bunu sebebi ise içsel değil dışsal bir yolculuktur çıkılan. Metruk yerlerde kendine alan bulunduğunu sanmak sanılanın aksine bedene huzur verir. Ruhu ise zehirler. Çünkü ruhun yolculukları gerçek manadan...

Rafa kaldırdığım romandan bir kısım II

    Köyümüzde Namık adında yetmiş yaşlarında bir adam vardı. Bacaklarının diz altı harp meydanında saplanan şarapnellerden dolayı kopmuştu. Çevreden ve devletten gelen gurur okşayıcı sözler ve yardımlardan sonra her şeyin olağan döngüye gireceğini anlayan evlatları bir gece k ö y ü  terk ederek adamcağızı yalnız bırakmışlardı. İhtiyar da bu i ç  burkan durum karşısında uykusuz kalarak hastalandı ve cılız, kırışık bedeniyle çürümeye tutuldu. Adamcağız ömür adadığı evlatları tarafından sıradan birisi gibi görünmeye başladığı o dönemden ölüm anına kadar tükenmenin o müthiş sancısı içinde kaldı. Sinir harbine tutulduğunda dermansız düşen kollarıyla kendini taşımaya  ç alışır, kolları titremeye başladığında yere serilirdi. Bazı geceler karanlık evden sesler duyan köylüler, evde yaşayan birinin olduğunu bilmelerine rağmen korkuya kapılırlardı. En olmadık zamanlarda genelde gecenin en dip vaktinde sisli evin içinden sesler gelirdi, ‘’ ölmek istiyorum ‘’ diye.   ...

Gönül huzura susar

Böyle delicesine şeyler yazmak istiyorum sonra vazgeçiyorum. Ortasında yok her bir taraf ağır basıyor. Genelde ağır basan tarafın sessizlik olduğunu biliyorum. Bundan kurtulmak için nasıl yollar denemem gerektiğini düşünmüyor değilim. Sonra diyorum ki her şey olması gerektiği gibi ilerliyor. Ruhuma şükürler olsun birikimler geldiğinde bunu yalnız başıma ya da yazılara dökerek haykırmaktayım. Ancak istiyorum ki herkes bilsin sonra herkesin bilmesi gerektiği konusunda bir fikre sahip miyim? Hayır. Kalbime bu yönde atılımlar geliyor mu? Sanırım hayır. Kalbim genelde sıcaklığını sessizlikle gidermektedir. Belki de hazırlanıyorum ya da hazırlanıyoruzdur. Sonuçta bu yolun yolcusu sadece ben değilim. Binleri, milyonları bulabiliriz. Sadece yerimizde sağlam ve güçlü durmaya çalıştırılıyor olabiliriz.  Her şeye rağmen yaşamanın güzelliğini şöyle anlatabilirim... Kıtalar üzerinde gerçekleşen ve insanlık adına utanç verici tabloların gün yüzüne çıktığı düzlemde isyan etmek yerine minnettarlık...

Travmalar azamettir

Resim
Fotoğrafın alındığı profil Her şey olması gerektiği için yaşanmaktadır. Bunu aklımızdan çıkarmamız gerekir. Sonuçta yaşamın içerisinde sadece istekleri yerine getirilen, acı ve sorunlardan uzakta yaşanılan hayatın insanlara getiri nedir dediğimizde karşımızda '' bilinmezlik '' cevabı çıkmaktadır. Şunu söyleyebilirim ki sorunların ve acıların içerisinde boğuşuyorsanız kahırlanmamanız gerektiğini bilmelisiniz. Ruh güçlenmeye başladığında beşeri canı yolculuğa sürüklediğini unutmamalıyız. Bizler ruhsal vazifelerini yerine getirmek isteyen ruhların konakladığı canlarız.   Travmalar, acı kayıplar, hüzünler ve buna benzer içimizi yakan, bedenimizi sıkan şeyler aslında zayıf ruhun ayağa kalkıp yol almak istemesindendir.  Travmalarınız az ya da çok olmasının önemi yoktur. Her hadise siz güçlü olasınız diye gerçekleşmektedir. Çevrenizde yaşadıklarınızın zerresini yaşamayan insanlarla dolu olabilir ki sizlerde o kişilerin yaşadıklarını yaşamamışsınızdır. Her beden kendine atfedil...