Sevdamın büyüklüğünü tarif etmemi istedi
göğe ikram edilen yıldızlar söndü,
arşa yükselmeyi bekleyen sözler süzüldü
göğe ikram edilen yıldızlar söndü,
arşa yükselmeyi bekleyen sözler süzüldü
kalbe indirilen darbeler sokaklara saçıldı
fail ön saftaydı
çiçekleri köklerinden koparanlar,
kalabalığa sözsüz harflerle daldı
önüne geleni iteklediler
sancıyla yere serilenlerin sevda arayışlarını
ayaklarının altına aldılar
az önce sokağı taşıranlar
şimdi kaçmaya yelteniyordu
ayağa kalkanlar, sırtlarından hançerlendi
yerden kalkmaya cesaret edemeyenler de
edebini ve hayasını,
hayasızların dillerine ve ayaklarına
ikram ettiler
bir yiğit çıkıp '' nedir bu hal '' diyemedi,
demek istemedi,
dili varmadı ya da sevdasına tanım arıyordu; bilinmez.
ulaşmak istediğin
duymayı beklediğin,
olmasına gönül verdiğin
neydi?
eksik yanlarına yama mı ararsın
eksik yanlarına yama mı ararsın
ne diyedir, sevdamı sorarsın
çok sevsem,
azalacak mısın
az sevsem
çoğalacak mısın
bize faydası olmayanın peşinde sürüklenmen,
kalbinin hangi odasındaki zehrin sokağa dökülmesidir
Hali vakti yerinde olan gönlümün
gönlüne komşu olmasına niyedir hasım olman
duymak istediğini dinledikten sonrası,
gönül neye hizmet eder söyler misin?
sessizliğin ardında çocuksu haliyle dolaşan biz,
sevdadan söz ettikten sonra
hatırlarımızın pençelere maruz kalmasına sebebiyet vermeyecek mi
gönül suskundur,
dil gevezedir.
dil ne isterse
gönül ona susarmış
kimisi için bu bir damladır
kimisi içinse lâldır.
tarife maruz kalan duygu
duygusuzluğa dönmez mi
döndüğü yerde, gerçekliğini unutmaz mı
taşıdığı özünü kulak duymak istedi diye
duygusuzluğa dönmez mi
döndüğü yerde, gerçekliğini unutmaz mı
taşıdığı özünü kulak duymak istedi diye
anlamsızlığa bürünmez mi?
İsteme,
İsteme,
dileme,
bekleme,
bir tutamdır benim için sevda
yere mıhlanmış ağaçların
yere mıhlanmış ağaçların
yapraklarıyla olan bağıdır.
sevda, kimisi için bir anlam
kimisi için bir kavga
kimileri içinse bir ayaklanmadır
sen ki sebep olduğun hezeyanın
ne yanımıza ne de hangi hatıralarımıza
zelzeleye maruz bıraktığını bilmeden,
görmeden, anlamadan
sadece duyup gönlünü hoş etmek için
cenge davet ediyorsun
bu cenk beni eksiltse de
seni tam bırakacağını mı sandın
sanma dilin çıkardığı her harf gönlü okşar
kulağa ninni olur
duymayı beklediğin şeyler
zihninden kulağına fısıltı olarak düşmedi mi
düşmesine rağmen,
düşmesine rağmen,
inanmamayı ve duymayı istediğinden dolayı
yarım kelimelerden büyük anlamlar doğurman
gönlüne ihanet,
sevdamıza hainlik değil midir
bırak,
ırak kalsın sevdamı duymayı bekleyen kulaklar,
gönlünü bu alçak oyunun kurbanı eyleme yar
0 Yorumlar