Kayıtlar

kimseler duymadı

Resim
bir sözdü duymayı dilediğim, sonra, son buldu duygularım izdihama maruz kalan, alanları tarumar edilen, düşleri düş sahnesinden indirilen, olduğu yerde üzerine tonlarca ağırlık bırakılan o yerde, yerin yüzüne çehremi yasladım gözüm, karanlığa batırıldı özüm sözsüz bırakıldı ben ve sen bizken, hiç olma yoluna atıldı yüreğin yaralarını kanayan ırmaklarını unutulmaya yüz tutmuş sözlerinle dindirdim gönlümüzün muhtesibi sevgi sevgisizliğimizi çarşı pazarda duyurdu fiyatı ucuz dillerin körelmiş vicdanlarına sunuldu meydanlarda duymazlıktan geldiğinde ömür tükeniyor, bağımız koparılıyordu bir avare sırtında külfetlerle tezgaha geldi parçalarımıza dokundu, alıcıydı anılarla dolu günleri, yılların göğsüne astığımız sevgimizi yorgunlukla değiştirmeyi teklif etti sır gibi sakladıklarımız dile geldi, haykırdı ve biz hariç duyan olmadı sevgimizin izleyicisi kalmadı aşkın inşasına uzanan eller koparıldı dizler düğümlendi ne büyük nimetleri içinde taşıyordu yerin yüzü biz fark edemedik, yüz bulduk s...

fail ön saftaydı

Resim
Sevdamı sordu, Sevdamın büyüklüğünü tarif etmemi istedi göğe ikram edilen yıldızlar söndü, arşa yükselmeyi bekleyen sözler süzüldü kalbe indirilen darbeler sokaklara saçıldı fail ön saftaydı çiçekleri köklerinden koparanlar, kalabalığa sözsüz harflerle daldı önüne geleni iteklediler sancıyla yere serilenlerin sevda arayışlarını ayaklarının altına aldılar az önce sokağı taşıranlar şimdi kaçmaya yelteniyordu ayağa kalkanlar, sırtlarından hançerlendi yerden kalkmaya cesaret edemeyenler de edebini ve hayasını, hayasızların dillerine ve ayaklarına  ikram ettiler bir yiğit çıkıp '' nedir bu hal '' diyemedi, demek istemedi, dili varmadı ya da sevdasına tanım arıyordu; bilinmez. ulaşmak istediğin duymayı beklediğin, olmasına gönül verdiğin neydi?  eksik yanlarına yama mı ararsın ne diyedir, sevdamı sorarsın çok sevsem,  azalacak mısın az sevsem çoğalacak mısın bize faydası olmayanın peşinde sürüklenmen, kalbinin hangi odasındaki zehrin sokağa dökülmesidir  Hali vakti yerinde...

göğün ve yerin arasına sıkışmış bir can II

Resim
                                              aralanan gözlerime süzülen o tat neydi nereye gitsem, nerede dursam, ilerlediğim mesafeler tuzak, ilerlemekten ürktüğüm dehlizler zindandır dilim canına gönül bağladığında ve adını bahşettiğim yerde, yer yerinden oynamaya başladı dağ yamaçlarından sarkan kayalar, mevsimin terk ettiği kurumuş yaprak misali göğün nefesinden yere süzülür toprak bağrına dokunan terk edilmişe sarılmayı düşler düş sahnesinden aleme yolculuğa çıkar göğsünde ilahi gücün ikramlarını ve canlarını taşıyan toprak analığını sahneler, içinde besleyip büyüttüğü canları İlahi gücün izniyle toprağa serer bir karınca mineral eksikliğini gidermeye yaprağın yanına ilerler, ince adımlarıyla, yaprağı henüz terk etmeyen yeşilliğe sarılır tırtıl yaşamın renklerinden birisi olan seyrek yeşilliğe iştah kabartır az önce bir cana yaşam sunan yeşilliği iştahla yemeye koyul...

göğün ve yerin arasına sıkışmış bir can

Resim
                                                              Kırıldı göğün rengi, parçalarıyla yere serildi her can parçaları canına canan eyledi  bir parça vardı ki göğün temsilcisiydi göğsüme batırdım, kanlar yağmur tadında yağdı damlalar değdiğinde canıma, canım can oldu yaralarıma serzenişle başımı göğe kaldırdım, beyaz ışık huzmesi içime düştü yara olan canımdan, kurumuş yapraklar saçıldı mevsimler isimlerini sessizliğe haykırıyordu bir ses duydum ki göğün adı, göğsüme indi İman! güzeldi gözleri, adına beslenen türkülerle birlikte bir içimlik dua gibiydi artık kırıldığım, koparıldığım, örselendiğim yerlerimden çiçekler saçılıyordu muhtacım  bir serzenişle yükseklere sıçrayan harflerin ulaşmak istediği, bir sessizlikle içime haykırdığım harflerin söz olmak istediği ve  sarılmayı hayal ettiğim yere... nereye gidiyor...

Sevgi, duyguların toprağıdır

Resim
                      Duygular insanların istekleri dışında gerçekleştiği vakit, vakitsiz bir tat damaklarına takılı kalır ve bunu devamlı isteme telaşına düşerler. Bu güzel kısmıdır; insan burada insan kalabilmeyi ayakta tutmuş demektir.  Biraz daha açacak olursak, duygular insanların yaşamına yön vermekten ziyade yön kazanmalarına sebebiyet verir. Bunu şöyle açıklamakta fayda vardır; insan sevgiye özlem duyduğunda buna ulaşmak için devamlı atılımlarda bulunur ve her defasında yakalamaya ramak kaldığı an kaybeder. Zamanla kişi bu duyguya düşman kesilmeye başlar. Halbuki yanı başındadır. Kendindedir, iç alemindedir. İnsan buraya yönelmez, toprağını kazıyarak derinlerine ulaşmak istemez. Bunu başkalarından bekler. İşlenmeyi bekleyen topraklar işlevsiz bir şekilde güneşin hazin sıcaklığı karşısında güçsüzleşmeye ve kuraklaşmaya başlar. Haliyle duygular şelale misali yüksek dağ yamaçlarından yere düşerken insanın gönlüne damla dam...

Yolcu

Resim
                                                                       Fotoğrafın alındığı profil                                                        Birisinin; '' Gökyüzünde beliren bulutların aldığı şekiller yeryüzünde bulunup sonrasında yok olanları gösteriyor'' dediğini hatırlıyorum. Ne güzel bir düşünceydi. Gördüğümüz, görmediğimiz her şeyin zamanla yok olduğu yerin sahnesinde büyük resimler halinde sunulmasından habersiziz. Başımıza ağır gelen dünyevi şeylerden ötürü göğe bakamıyoruz. Hayatı değerli ve önemli gösterecek görselleri  yakalayamıyoruz. Gece çökünce de ihtişamı daha bir alımlı olan gökyüzü bu sefer bizlere beyaz noktalardan oluşan rahatlatıcı ger...

ayaklarımdan tutup yere çarptılar

Resim
Ne anlamamız lazım, Ne yaşamamız lazım Ne görmemiz, Ne hissetmemiz gerekiyor? Kimdir, bize bunu yapanlar, Kimdir, bize bizi hasım edenler Kim, kimdedir söyleyecek var mı? Baktığımız yer gaflet, Yaklaştığımız yer tarumar, Sarıldığımız yer parçalanmış Oturduğumuz yer tuzak  Bir sabah uyandım ve günü selamladım Sonra uğultular yükseldi ve bir canın sesini duydum Dönüp bakamadım, Koşup yardıma gidemedim Bir ağırlık oturdu üzerime Yer yarıldı içine düştüm Gözlerime kızgın mil çekildi Söz edemedim, Kelimeler lal oldu Düşlerim siste kaldı Vicdanım, kötülüğün hışmına uğradı Benden gayri bir ben, Ben hariç herkes oldu Yağmur damladı şakağıma Umuda sarıldı, Kirlilikler temizlenecek diye Danslar ettim, Şarkılar söyledim, Sonra karanlık bir göğün altında Ürkütücü sesler yükselmeye başladı. İnce beyaz huzmeler göğe yükseldi, sonra bir sesleniş; anlamadık sonra bir kez daha, bir kez daha...  sokakları yağmur suları doldurdu, Umutlar, korkular, yarınlar görünmez bir ceset gibi suyun üzerleri...