Gönül huzura susar
Böyle delicesine şeyler yazmak istiyorum sonra vazgeçiyorum. Ortasında yok her bir taraf ağır basıyor. Genelde ağır basan tarafın sessizlik olduğunu biliyorum. Bundan kurtulmak için nasıl yollar denemem gerektiğini düşünmüyor değilim. Sonra diyorum ki her şey olması gerektiği gibi ilerliyor. Ruhuma şükürler olsun birikimler geldiğinde bunu yalnız başıma ya da yazılara dökerek haykırmaktayım. Ancak istiyorum ki herkes bilsin sonra herkesin bilmesi gerektiği konusunda bir fikre sahip miyim? Hayır. Kalbime bu yönde atılımlar geliyor mu? Sanırım hayır. Kalbim genelde sıcaklığını sessizlikle gidermektedir. Belki de hazırlanıyorum ya da hazırlanıyoruzdur. Sonuçta bu yolun yolcusu sadece ben değilim. Binleri, milyonları bulabiliriz. Sadece yerimizde sağlam ve güçlü durmaya çalıştırılıyor olabiliriz.
Her şeye rağmen yaşamanın güzelliğini şöyle anlatabilirim... Kıtalar üzerinde gerçekleşen ve insanlık adına utanç verici tabloların gün yüzüne çıktığı düzlemde isyan etmek yerine minnettarlık duyarak yaşamımıza devam edebiliyoruz. Yaşamın uzun bir bölümü üzücü ve kahredici olsa da yaşamın ilerleyişi bu yönde ise bizlerin pek bir şey yapmaya yetkisi ve gücü olmadığınız biliyoruz. Başımızı göğe kaldırdığımızda içten dileklerimizi ve niyazlarımızı gerçekleştirmekten geri kalmayalım yeterlidir. Önceliğimiz genel sonra da şahsi niyazlarımız olmalıdır.
Alemin içerisinde yaşanan savaşlar, kıtlıklar ve benzeri şeylerin her birisi bizlerin daha sağlam ve anlayışlı kullar olmamız için yaşamımıza enjekte edilmiş ağır sınavlardır. Yaşamın yönü bu yönde ilerlemek istediğinde bizlerin yapacak pek atılımları yoktur. Bizler olması gereken süreçlerin birer izleyicileriyizdir. Empatileri gelişmiş insanlar ise bu süreci sancıyla sürdürmektelerdir.
Aslında uzak ve habersiz yaşamak yerine yaşananları bir kor ateş misali gönlünüzde hissediyorsanız kendinizi şanslı sayabilirsiniz. Fakat bu ödülün cefası işkenceden farksızdır. Ancak nihayetinde değerleriniz paslanmış ve kir tutmuş olmasına karşılık yere sağlam bastığınızı hissedersiniz. Bu hissi yaşayacağınız an yalnız kalmak istediğinizde ve yalnız kaldığınızda kendinize döndüğünüzde anlayabilirsiniz.
Müthiş bir yolculuğun içerisindeyiz. Hepimizin tek tesellisi niyazlardan geçmektedir. Gerçekliğe dönmesini istiyorsanız başını göğe kaldırıp ilhamları oradan almalısınız. İlahi kudret gökyüzünde değildir, içimizdedir. Gönlümüzün her yerindedir. Göğün içerisinde saklı olanlar umutlarımız, değerlerimiz ve hislerimizdir.
Yağmurlar neden yağar sanıyorsunuz? Yağmurlar kirlenmiş ve pas tutmuş değerlerin panzehridir.
Ne zaman yağmur yağsa inanın elime telefonu alır yazılar yazarım. Evde yağmura yakalandığımda öncesinde yağmuru dinlerim sonra içime sessizce kelimeleri dökerim.
Belki de yerimde sayıyorum ve kendimi kandırıyorum. Ancak ne olursa olsun gönlümün rahatlığı bu konuda beni huzura erdiriyor. Tabii başımı öte tarafa çevirdiğimde kahreden sahnelere tanık olduğumda huzur denilen tadın ekşiye döndüğünü hissediyorum.
Hüznü ve acısı olan şeylerin karşısında huzurlu gönüller riyakarlığa dönemez. Hüznün ve acının içerisinden geçtiğinizde gönül yorgun düşmez, kahırlanmaz yani huzurundan ödün vermez. İletilen darbeleri huzur karşılar ve yenilgisiz ayrılacağınız savaşların sonunda huzur gönlünüze yağmur misali dökülmeye başlar...
O sebepten ötürüdür ki hiçbir canlıya can taşımıyormuş gibi yaklaşmayın. Hiçbir canın karşısına geçip canlarını ezmeye, anlarını zehretmeye çalışmayın. Çünkü bunun sancısını onlar çeker fakat ağırlığı sizde kalır. Onlar bu sancıdan güçlü şekilde çıkacaklardır. Sebebi ise huzur gerçekliğe yakındır. Sahtelikleri kendilerine kalkan yapıp karşınızdakilere cenk ilan edenler, sanırlar ki söyledikleri karşısında güçsüz düşerek yenilgiyi kabul eder.
Meydanda diledikleri gibi eğlenenler, huzurun sıcaklığına sarılmış gönüllerin neşesini bilemezler.
Yaşam hepimize birer ikramdır. Her canı kendi canımız gibi ve her anı kendi anımız gibi içini doldurarak yaşayalım.
Peki içini nasıl dolduracağız derseniz sessizce ya da yüksek harflerle kendinizle konuşun...
Peki içini nasıl dolduracağız derseniz sessizce ya da yüksek harflerle kendinizle konuşun...
Devam edecek...
Ne güzel bir düşünce tarzı, bazı şeyleri değiştirmemiz mümkün olmuyor malesef. Yine de hayat devam ediyor.
YanıtlaSilYön vermeyi çözdüğümüzde zorlu şeylerinde değerli şeyler olduğunu anlıyoruz. Teşekkür ederim :)
Sil